Rus saldırısının düşündürdükleri
İbrahim Hakkı Gündoğdu

Rus saldırısının düşündürdükleri

Advert

En sağlıklı ve içten yorumu o anı yaşayanlar yapar.

Ukrayna bin yıllık kardeşini bırakıp can-havli ile Batı’ya niçin koşuyor?..
Ukrayna, bin yıl birlikte yaşamış olmasına rağmen Rus’u çok iyi anlayamamış da Rus’a haksızlık yaparak Batı’ya sığınıyor, öyle mi?..
Tabii ki hayır, hiç de öyle değil.

Rus, tarihte ne zaman güçlendi ve hâkim oldu ise hiç de emrindeki halklara insanî davranmalar yapmadı. Ya katliamlar ya da baskı ve zulümler yaptı.
Zalim Rus’un zulmünde yaşayan bu halklar kararı kendileri verme hakkına da sahiptir.

Siz bu mazlum halklara: Ya hu Rus’u da anlayın, zalimliğini idare edin mi diyeceksiniz?..

 

Birçok halklar Batı’ya sığınıyor.
Batı, aslında dünyanın en zalim sömürücüsü…
Buna rağmen tüm sömürülenler yine Batı’ya sığınıyor.
Burada bir terslik gözüküyor ama bunun sebebi var!..

Bunun sebebi Batı’nın kendi içinde meselelerini halletmiş olasıdır.
İnsanlık biliyor ki Avrupalı dışarıda çok zalim ve sömürücü ancak içinde kendine karşı çok saygılı ve adaletli…
İşte işin önemi burada…

Batı’ya koşan her halk, her göçmen, “Ben Batı’ya kendimi ve ailemi atabilirsem orada huzur içinde yaşayabilirim,” diyor. Buradaki duruşun içeriği bu.
Dedik ya kendi içinde ikilik yapmayan adaleti sağlayan bir Batı var.


Ancak AB gibi kurulmuş olan Sovyetler Birliği hiç de içinde adaletli olamadı.

Halbuki SSCB, kurulurken adalet üzerine kurulmuştu.
Kurucu devletler içinde Rusya yanında Ukrayna, Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan, Azerbaycan devletleri de vardı. O gün bu devletler hep Lenin’in yanında yer aldı ve çarlık Rusya’sını beraber yıkarak birliklerini kurdular.
Kurulan Sovyetler Birliği’nde her devletin hakları aynı değerdeydi lakin Rus nüfusu çok olduğu için zaman içinde Rus hâkimiyeti ve baskısı arttıkça arttı.
Bu da tüm halkları huzursuz etti.
Öyle bir dönem yaşandı ki iki kişi bir araya gelemedi, gelse de biri diğerini ajan olarak gördü.

Birçok insan hapishanelerde çürüdü.
Böyle bir anlayışın hüküm sürebilmesi mümkün görünmüyordu.

Öyle de oldu. SSCB bir insan ömrü kadar ancak yaşayabildi.
Sonunda parçalandı ve 15 devlet oluştu. Bu 15 devlet zaten baştan beri kurucular kurulu özelliğindeydi.
 

Her bir devlet Rus’un yöneticiliğini gördü, daha doğrusu bu işin Rus ile olamayacağını iyice anladı.
Rusya, parçalanmayı içine sindiremedi. Bu kez “Bağımsız Devletler Topluluğu”nu kurdu. Son bir deneme olarak birçoğu bu birliğe üye oldu. Fakat yine hantal baskılarla karşı karşıya kaldılar.
Belli ki Ruslar yönetmeyi baskı ve zulüm sanıyordu. Çin de tarih boyu maalesef zulümler yapan başka bir zalim millet özelliğindedir.
 

Batılı devletler, özellikle İngiltere sömürü noktasında aslında korkunçtur ancak “pireden yağ çıkarır ama incitmez” denecek kadar bu sömürüsünü bir metot haline getirmiştir.

Acı ama gerçek ki: Batılı devletlerin bu tutumu onları hantal baskıcı- yok edici diğer zalim devletler karşısında bir derece üstün durumda tutmuştur.

 

Aslında dünya üzerinde birçok güçlü millet vardır da üç çeşit yöneten özellik mevcuttur...

Biri: Hantal baskı ve zulümle yok ederek yönetmeye çalışan Rus, Çin gibi milletler…

Diğeri: Yumuşak davranıp iliklerine kadar sömürmeyi becerebilen İngiliz, Fransız, İsrail gibi Batılı devletler…

Bir diğeri: Adaletle yöneten sömürmeyen yönetimindeki tüm halkları kendinden gören Türklerdir gibi...
Tarihe iyice baktığınızda bunu alenen görürsünüz.


Lakin Batılı emperyalistler öyle sağanak algılar, reklamlar yaratır ki toplumlar gözünü açıp doğruyu mümkün değil göremezler. Böyle bir sağanak saldırı karşısında toplumların sağlıklı düşünüp yorum yapması mümkün değildir.
Her toplumda sağlıklı düşünen üç beş kişi olsa bile onlar ya satın alınır ya da satın alınamazsa yok edilir. Böylece toplumlar yüzyıllara varan zaman içinde sömürülüp gider. Öyle an gelir ki toplumlar artık bunu “kader” zanneder.   

 

Şimdi bu günler dünyanın yeniden yapılanma zamanıdır…
Eğer toplumlar iyi tahlil ve yorumlar yapabilirse kendi kurtuluşlarını hazırlayabilirler. Yok eğer yine o batılı zalimlerin reklamları arasında eriyip giderlerse yüzyıllarca daha acımasız sömürülmeye devam ederler.

İşte Ukrayna da tüm bu yapı içinde kendi kurtuluşunu arıyor…
Eğer başarabilirse yepyeni bir millet doğmuş olacak.

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg