Kudüs-1: Batı İslam Dünyasını kaybederken...
İbrahim Hakkı Gündoğdu

Kudüs-1: Batı İslam Dünyasını kaybederken...

Advert

Amerika, bugüne kadar projeleriyle hareket eden ileri menfaatlerine önem veren bir devlet olarak bilindi ve göründü. Trump’un ABD’nin bu anlayışını değiştirebileceğini hiç sanmıyorum.
Burada sanki “derenin derinini deliye yoklatırlar” hareketine gizlenmiş bir oyun var.
Dünyadaki Yahudi lobileri bence şansını deniyor. "Ya tutarsa" diyor. Altmış yıldır her an Müslümanların tepkisini hep böyle ölçerek yürümediler mi?.
Bu tepkide: ayağa kalkışlarını, mücadele ruhlarını, birlik beraberlik anlayışlarını, siyasi ve ekonomik güçlerini, başka milletleri ne kadar arkalarına alabiliyor olmalarını, hepsini ölçtüler…
Bugün de Arap Baharı’nın ardından durum nedir onun ölçümü yapılıyor muhtemelen!?.

Dünyada ancak 25-30 milyon olan İsraillilere bir de şu zaviyeden bakalım:
1948 – 2017 arası gelebildikleri yer burası işte: Hala (koca İsrail milleti) bir Kudüs’ü bile kendilerine başşehir yapamamışlar. O devasa Batı dünyasının desteğine rağmen bir arpa boyu yol gidebilmişler.
Yani öyle abartıldığı gibi değiller, çok yol da kat etmiş sayılmazlar. Arapların bu kadar parçalanmışlığına ve vurdumduymazlığına rağmen oradaki bir avuç Filistinli ile uğraşamaz durumdadırlar. Bir Filistinli kadın, bir Filistinli çocuk onların hala korkulu rüyasıysa onların o vaat edilmiş toprakları sınırlarına katmaları hiç de mümkün değildir.

Kıyamet senaryoları yapıyorlar: 1. Dünya Savaşı ile Osmanlı’yı yıktık, 2. Dünya Savaşıyla İsrail’i kurduk, 3. Dünya Savaşı ile Arz-ı Mev’ud’u oluşturacağız…
Bunun çok ham hayal olduğunu birkaç cümle ile anlatalım:
Öncelikle şunu söyleyelim ki, artık dünya o eski dünya değil. Batı, artık bu dünyayı eski sömürdüğü gibi sömüremiyor. Milletler uyandı. Teknoloji her tarafa yayıldı. Evet, İslam dünyasında parçalanma var ama birliklere doğru çok hızlı gelişmeler de var.
Arap baharı ile Orta Doğu’nun büyük çıkmazları devam ediyor, doğru: Lakin bu, bölgede Batı kazandı anlamına gelmez. Aslında Batı çok hızlı olarak kaybettiğini biliyor, bunun telaşıyla ha bire saldırıyor. Bu saldırılarla ‘yarınlarına’ hiçbir şey taşıyamayacaklarını da görüyor, ancak günü kurtarabiliyorlar… Bunun farkında olması onları iyice perişan edip daha çok hataya düşürüyor.


Mesela, sizce Mısır’da, Tunus’ta, Cezayir’de, Libya’da Irak’ta Batı kazandı mı?. Yöneticileri ürkmüş olabilir. Bazıları Batı’ya yağ çekebilir. Fakat görünüyor ki her birinin halkı yayı gerilmiş ok gibi öyle duruyor. Düşmanlarının da kim olduklarını artık çok iyi biliyorlar.
Petrol zengini ve şeyhlik statüsüyle oluşmuş: Suud, BAE, Katar, Bahreyn, Kuveyt’e bakıldığında bir umutsuzluk görülebilir... İyi biline ki İslam dünyası onlardan çok öte ve çok daha büyük bir dünyadır.
Türkiye, İran, Pakistan, Endonezya, Malezya, Nijerya gibi devletler hiç de Batı’nın her sözüne boyun eğer durumda değildirler.

1990’dan bu yana dünya gündemini gittikçe artan bir dikkatle takip eden bir Türk dünyası da var artık: Türkiye’nin samimi gayretini gören Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan her geçen gün hem Türkiye’ye daha yakın duruyor, hem de dünya gerçekleriyle daha çok ilgileniyor.
Rusya’da bu gelişmeleri yakından takip edip Türk dünyasının ve Türkiye’nin duruşunu hesaba katıyor. Son dönemin yakınlaşmasının tüm bunların eseri olduğu aşikârdır.
Ayrıca Rusya’da, Hıristiyan halk yanında hiç de azımsanmayacak Müslümanlar var. Rusya’nın politikasında bunlar da etkili olmaktadır. İleriki yıllarda daha da etkili olacaktır.
Bunları anlatmamızın sebebi dünya artık o eski 1930’ların, ellilerin dünyası değildir.
İletişim çağı bütün insanlığın iletişim çağıdır. Herkes bu iletişimden yeterince faydalanıyor. Dünyadan haberdar oluyor. Bir mesaj bir anda tüm İslam dünyasına yayılabiliyorsa artık bu çağı daha faklı okumak lazım… Özellikle dünyadaki Müslüman gençler birbirleriyle çok rahat haberleşebiliyor ve olayları anında yorumlama yapabiliyor.

Ayrıca Avrupa’da bu gençlerin sayısı da hızla artıyor. Orada bile Batı oyun yaparak makul Müslüman gençleri radikal bir alana çekmeye çalışıyor. Böylece her Müslüman gencin terörist olduğu algısını yaymanın gayreti içinde bulunuyor. Bu gayretlerinde dahi başarılı oldukları söylenemez.

Yazıya devam edeceğim…

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg