Avrupa bizden korkuyor
İbrahim Hakkı Gündoğdu

Avrupa bizden korkuyor

Advert

Avrupa aslında kendinden korkuyor. Tarih boyunca yaptıklarından korkuyor.
Söz verdiği “vize”yi kaldırmamak için Avrupa yine kıvırıyor.
Aslında, asıl Avrupa’ya biz “vize” vermeyeceğiz diye korkuyor.

Korkuyorsunuz değil mi?
Biz kendimizden, siz bizden korkuyorsunuz. Belli.

Elinize fırsatın geçtiği zamandan başlayarak 150 senedir bunu hep yaptınız:
Sıkıştığınızda bizi de Avrupalı kabul ettiniz. Rahatladığınızda bir tek barbarlığımız kaldı.

 Siz bunu aslında sadece bize yapmadınız.

Bunu: Rusya’ya da yaptınız. Bunu: paramparça ettiğiniz Yugoslavya’ya da yaptınız.
Orta halli kendi halinde bir devlet olan Yugoslavya’nın bile büyümesinden korktunuz.

Onu sekiz parçaya ayırdınız.
Şimdi de parçaları (tehlikesiz olduklarından) tek tek AB’ye alıyorsunuz.
Burada sizin iyi niyetinizden şüphelensek, haksızlık mı yapmış oluruz!?.

Vukuatınız o kadar fazla ki, saymakla bitiremeyiz.
Bir de bu kadar kan ve irinin içinde melekler gibi tavırlar sergiliyorsunuz ya, size hayretler ediyorum. Aldırmayın, devam edin. Çünkü dünya bunu nasılsa yiyor.
Aslında dünya bunu yemiyor, biliyor ama, ne etsin dünya: ip puştun elinde.
Her memleketten, her bölgeden üç beş köle bulmuş onlarla koca dünyayı acımasızca yönetebiliyor.

Onlara da hayret ediyorum. Onlara: Batı’ya köpeklik yapıp, kendi ülkelerinde liderlik yapanlara…
İnsanlığın karşısına hangi yüzle çıkabiliyorlar ve utanmadan şereften, adamlıktan bahsediyorlar.

Ey AB, hiçbir kıstasa bakmadan: Bulgaristan’ı, Romanya’yı, Sırbistan’ı hemen bünyene kabul et, 1960’lardan bu yana kapında bekleyen Türkiye’yi oyala dur. Ha!. Biz de bunu yutalım öyle mi?.
Bizde de problemler var tabii. Lakin bu yapılanlar ve bizden ısrarla istenenler hiç bununla ilgili ve de iyi niyetli değil.

Unutmayın: Batı tüm mesaisini, tüm çalışmasını, tüm ilmi gayretlerini kendinin dışındaki milletleri sömürmek için harcar. Burada çok abarttığımı hiç düşünmeyin. Şöyle Batı’nın 300 senesini bir irdeleyin. Hatta bunu yine kendi araştırmacılarının eserlerinden okuyun. Mazlum milletleri ne kadar acımasız sömürdüklerini göreceksiniz.

Ateşli silahları eline geçiren Avrupalıların geri kalmış ülkelerdeki vahşetleri anlatılmakla bitirilemez, mümkün değil...

Ve bugün: Suriye kan gölü ise ilk sorumlusu Batı’dır. Irak, Afganistan, Somali, Ruanda, Etiyopya ve daha nicelerini bir araştırın. Nasıl acımasızca sömürülüp aç bırakılmış, birbirlerine düşürülmüş, iyi kardeşler katmerli düşman yapılmış, bir görün.

1918’lerde Arapları Osmanlı’ya karşı kışkırtırken de onlara nice cennetler vaat etmediler mi?. Sonra da o Arapları birbirlerine düşürüp 23 devlete ayırmadılar mı?.

Şu anda hepsi düşman kardeşler rolünü öyle güzel oynuyorlar ki sanırsınız bunlar binlerce yıl bir arada yaşamadı.
Bu da yetmedi: şimdi de daha küçük parçalar: Irak, üç parça, Suriye üç parça yapılmak isteniyor.

 Unutmayın şu küçük dünyada, nerede bir kan var, nerede savaş var, nerede irin var, nerede zavallı var bu mutlaka Batı’nın eseridir.
Bunlara teslim olanların hiç mi suçu yok diyebilirsiniz. Var tabii onlar da aptalın teki. Halk onlar: cahil, bilinçsiz halk… Böyle bir kitleden ne beklersiniz ki!. En kötüsü de her biri başlarında ki liderleri adam sanıyor. Ve işte problem de burada başlıyor.

 Konu çok uzun da, başınızı ağartmayayım… Sonuç:

Kabul edelim ki: Türkiye, Batı’nın sömürmeye çalıştığı mazlum milletler arasında en çok dirayet gösterenlerin başında geliyor. Halkı da diğerlerine göre çok daha bilinçli ve teşkilatlanabilmiş durumda...

Yani işimiz hem zor, hem kutsal, hem de zafere doğru…

O yüzden birlik beraberlik içinde ülkemize sahip çıkalım…
Yoksa: gidebileceğimiz, göç edebileceğimiz hiçbir ülke yok…
Sonunda, sap gibi ortada kalırız.

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg