Orman Tehlikesi
Levent Şirin

Orman Tehlikesi

Advert

Ben çocukken televizyonda sürekli olarak erozyonla, ormanların korunmasıyla ilgili programlar yapılır, her yıl ülkemizin Kıbrıs adası kadar tarım toprağını kaybettiğinden bahsedilirdi. Bir de şarkısı vardı:

Tohumlar fidana
Fidanlar ağaca
Ağaçlar ormana
Dönmeli yurdumda

Yuvadır kuşlara
Örtüdür toprağa
Can verir doğaya
Ormanlar yurdumda

Bu söylenenler aslında herkese, en çok da tarım arazisi açmak için ormanları yok edenlere söyleniyordu ama bizim Doğu Karadeniz Bölgesi insanı her zaman olduğu gibi en öne geçti ve fındıklığında biten ağaçların bile çoğunu kesmedi. Ülkenin başka yerlerine gittiyse oralarda ağaç dikti, diktirdi.

Yıllar geçti, rakamlara göre (gerçekte de böyle) ülkemizin orman varlığı arttı. Medyada her yaz çıkan orman yangını haberlerine bakmayın. TEMA Vakfı’na göre de durum böyle.

Bir ülkenin toprakları orman, tarım arazisi, mera, tarıma elverişsiz vs. diye sınıflandırılır. Ülkenin durumu çok uzun sürer. Bizim asıl konumuz memleketimizin tarımı, hayvancılığı.

Eskiden her sonbaharda ağaç budanırdı. Bu sayede ağaç varlığı sabit kalırdı ama tarım nüfusu azalınca ancak tatile gidince bazı tarım faaliyetleri yapılabilir oldu. Bu süre de ancak fındık toplamaya, belki mısır dikme geleneğini devam ettirmeye filan yetiyor. Ağaç budamaya, gazal toplamaya, çayır biçmeye vakit kalmıyor. Zaten hayvancılık olmayınca bu faaliyetlerden birçoğu gereksiz hale geliyor. Bu durumda da ağaç varlığı sürekli artıyor. Hele Kızılağaç artık bir istilacı halini aldı. Her yer Kızılağaç oldu. Arazilerdeki yollar kapandı.

2000’li yılların ortalarında yapılan tapu-kadastro çalışmasında yıllarca ağaç varlığına karşı gösterilen hassasiyet adeta cezalandırıldı ve “sen misin kesmeyen” der gibi birçok eski tarım arazisi orman olduğu gerekçesiyle kaybedildi. Kaybedildi diyorum çünkü bir arazi orman arazisi oldu mu artık geri dönüşü olmuyor.

Bu süreçte tarım arazilerinin kaybedildiği nedense gözden kaçıyor. Geçen yıl bu konuda belki de bir ilk yaşandı ve Doğu Karadeniz’in yaylalarından birinde “fidan dikme şenliği” düzenlendi. Yaylalarımızda ağaca mı ihtiyaç var? Hayır ama bu konuda yapılabilecek en medyatik faaliyet olarak bu görüldü herhalde. Hâlbuki yaylalarımız esas olarak meradır ve hayvancılık için korunması gerekir. Hem de gözümüz gibi. Bu ülkede ağaç dikilecek son yer Doğu Karadeniz yaylalarıdır.

Bugün için yaylaya gidenlerin çoğu emekliler olabilir, hayvancılık yapan pek kalmamış olabilir ama bu durum ilelebet böyle devam edecek diye bir şey yok. Belki daha sonraki nesiller tekrar yaylalardaki ota, çimene ihtiyaç duyabilir. Oraya ağaç dikerseniz orası orman arazisi olur. Bir defa orman oldu mu artık geçmiş olsun.

Bölgemizin tez zamanda bu Kızılağaç istilasından kurtulması ve onun yerine ekonomik değeri olan bir türün ikame edilmesi acil bir konu olarak ele alınmalı ama bu konuda bir kelime edeni bile duyamıyorum.

Dünyada her üretim faaliyeti hammaddesine yakın yerde kurulur. Peki soruyorum, Türkiye’de en çok yağış alan ve en yoğun orman örtüsüne sahip bölge neresidir? Bölgemizde orman ürünlerine dayalı bir üretim tesisi var mı? Kereste olur, parke olur, suntaya da razıyım. Var mı? Ben bilmiyorum. Varsa bana yazarsınız.

Bu noktada yine İlçe Tarım’ın görevlerinden birini hatırlatayım.

Bakanlık ilçe müdürlüğünün görevleri

MADDE 10– (1) Bakanlık ilçe müdürlüğünün görevleri şunlardır:

  1. İlçenin kalkınması, çiftçilerin gelir ve hayat seviyelerinin yükselmesi için hizmet ve görev alanına giren konularda program ve projelerin hazırlanması için gerekli bilgileri toplamak ve teklifte bulunmak,

İlçemizin orman varlığının ıslahı ve buradan bir ekonomik faaliyet üretilmesi konusunda bugüne kadar bir teklifte bulunan olduysa kendisini tebrik edeceğim. İlçe Tarım Müdürlükleri’ne her yazıda atıf yapıyorum çünkü bu işler yerinde yapılması gereken, çiftçiyle ilk temasın olduğu ilçelerde olması gereken işlerdir. O yüzden İlçe Tarım’a çok iş düşüyor. Her birinizin bir Zihni Derin olmaya çalışmanız gerekir. Ne demiş Napolyon, “Mareşal olma amacı gütmeyen asker kötü askerdir”

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg