Göçmen/m deme
İbrahim Hakkı Gündoğdu

Göçmen/m deme

Advert

Biz Türkler, “komşusu aç iken tok yatan bizden değildir” ifadesinin kutlu yürek şekline bürünmüş haliyiz.

Bugün böyle değilsek kendimizi sorgulayalım, çünkü tüm dünlerde hep böyle idik.

Buna İslam öncesi bile dahildir.

Ha, bilinsin ki şerefli her millet şerefini korumak için böyle olmak zorundadır da...   


Aslında tek mesele:

İnsan olabilmek, insan kalabilmek ve insanca yaşayıp yaşatabilmektir.

İnsanın görevi tek kendisini mutlu etmek midir yani?

Veya yakın çevresini…

İnsanlık birleşik kaplar misalidir.

 

Ne demektir bu:

Benim kabım boşalırken sen yardım etmez seyredersen, senin kabın boşalırken o seyreder, onun kabı boşalırken de yardım edecek kimse kalmadığından insanlık çölleşmeye mahkûm olur.

Tarihte bunun örnekleri o kadar çoktur ki.

Biz samimi ve bilinçli bir millet olarak tabii ki önce kendi milletimizi kurtarmak durumundayız. Ancak görevimiz bu kadarla bitmiyor. İnanıyoruz ki yüce Allah’ımız bizi çok güzel yaratmış ve önce milletimizin sorumluluğunu sonra da tüm mazlumların sorumluluğunu bize yüklemiştir.

İnsanlık bayrağı bizdedir.

Bu hiç de abartılı bir ifade değildir.

Bu ifadeyi reddedenler menfaatperestler, idealsizler ve korkaklardır.

Evet gerçekten: “Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir.”

Bunu reddedenler de dostumuz değildir.

 

Öyle bir dönemdeyiz ki:

Artık komşu sadece yakın olan değildir.

Dünya çok hızlanmıştır, Afrika’nın bir köşesindeki yoksul da bizim komşumuzdur.

Bu kadar mı demeyin…
Bu büyük ideal bizi kurtuluşa erdirecek ve dün olduğu gibi yine dünya lideri yapacaktır.

Çok samimi olun, iyi plan yapın ve kutlu gayretler içine girin…

Göreceksiniz ki zafer sizin olacaktır.

 

Yok:

Öyle herkese yardım etme, kazandığım benimdir, bir elim yağda bir elim balda bana kimse bir şey yapamaz tavrı bir Firavun- Karun tavrıdır ki onların ve onlar gibilerin kötü akıbetlerini tarih yaza yaza bitiremedi.

Peki ne yapmak lazım?

Tabii ki önce insan olmak lazım.

Yani kendinden ve yakınlarından başlayarak sıraya koyarak bütün insanlığı düşünmek.
Bu konuda plan ve projeler hazırlamak…

Samimi insanlarla bir araya gelip teşkilatlar kurmak…

Bizim kültürümüz vakıf /yardım kültürüdür.

Bu konuda geçmiş tecrübelerden faydalanmak.

Herkesi teşvik etmek, fedakârlıklar yapmak.
 

Bilmek gerekiyor ki:

Hep onlar çile çekecek, hep onlar göç edecek sen hep bahtiyar olacaksın, değildir yaşam.

İnsan keskin bıçağın ucunda yürür gibidir.

Bir anda her şey birbirine karışır tüm varlıklar yok olur, en zengin en fakir duruma düşebilir.

 

İyi bilesiniz ki:

“Ben ilahım bana bir şey olmaz” diyen Nemrut’u burnuna giren bir sineğin inlete inlete öldürdüğünü insanlık halâ unutmuş değil.

Örnekler çoktur…

Akıllı, bilinçli ve vicdanlı insan dersini alır ve Hak üzere yoluna devam eder.

 

Buraya kadarki ana fikirde demek istediğimiz şudur:

Türk milleti sadece kendisi için yaşamaz ve yaşayamaz, o hayatını sıraya koyarak en yakınından en uzağa gücü yettiğince insanlığa hizmet etmeyi ilk şiarı bilir ve büyük gayretlerle onu başarmanın mücadelesini verir.

Basit mazeretlere hiç sığınmaz, böyle şeylerden zül duyar.

Bugün çevremizde mazlum çoktur ve bizden yardım beklemektedir.

Bu yüzden gayretimiz çok kutlu olmalıdır.

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg