Almanya ve Ermeniler
İbrahim Hakkı Gündoğdu

Almanya ve Ermeniler

Advert

Kurtardınız Ermenileri, öyle mi!?.
Alman, kendi yanına suç ortağı arıyor… Bulamaz!. 
Türk’ün tarihi temiz, alnı ak. Herkes kendi pisliğine baksın!

Almanya oyununu oynuyor da bu zavallı Ermeniler niçin böyle basit oyunlara gelebiliyor!?. Bilen varsa anlatsın, gayri!?. 

Evet, bir zamanlar bazı milletler kendilerine sahte acılar yaratarak ayakta durmaya çalıştı. Ve biraz da varlıklarını yarattıkları o acılarla sürdürebildi. 

Aslında, İsrailoğulları da acıyla varlıklarını devam ettirebilenlerdendir!
Lakin onlar, tarihte üç kez sürgün yemiş bir millet: Babiller, Persler ve Roma imparatorluğu dönemlerinde yurtlarından sürüldüler. Çok süründürüldüler. Gerçekten de çok çileler yaşadılar. Kuran’da da okuduğumuz gibi onları Babil sürgününden Musa Peygamber kurtardı. 

Son olarak da Hitler Almanyası fırınlara atacak kadar işi ileriye götürdü. 
Böylece İsrailliler “tarihi birlik, beraberliklerini” belki de bu acılara borçlu oldular. 

Fakat, iş Ermeniler için böyle değil. Tarih boyunca bölgelerinden hiç ayrılmayan, orada hep egemen güçlerin emrinde yaşayan bir halk olmuştur Ermeniler.
Çok az bağımsızlıklar tadabilmişlerdir. Bunu da ancak egemen güçlerin zayıf anlarında, boşluklarda yapabilmişlerdir. Fakat uyum sağladıklarından hiç de çile çeker durumda değillerdi.

Pers’in, Selçuklu’nun, Osmanlı’nın, Rus’un emrinde yaşamak onlara çok da dokunmadı.
Dokunmadı diyorum, çünkü kurtulmak için ciddi hiçbir isyanda bulunmadılar. Hatta her birinin devlet yönetimine ciddi yöneticiler verdiklerini de biliyoruz. Tarih bunu böyle gösteriyor. 

Ta ki Batılıların 1800’lü yıllarda kışkırttıkları “Irkçılık Hareketleri”ne kadar hem Ermeniler, hem Sırplar, Yunanlılar, Kosovalılar ve diğerleri Osmanlı bünyesinde hiç isyan etmeden mutluca yaşadılar. İsyan etmeden yaşadılar, çünkü hayatlarından memnundular.

Batılılar çok acımasız kışkırtıp, büyük oyunlarıyla böl-parçala-yut yapınca, onlar da oyuna geldiler, nihayetinde İngiliz’in ve Rus’un vaatlerine kanıp Rus’un yanında yer aldılar. Siyaset dünyasında İngiliz ikili oynayınca Ermeniler de kaybettiler. 

O gün büyük bir hengâmenin yaşandığı 1. Dünya Savaşında: Ermenilerin can güvenliğine önem verildiği için yapılan bir “Tehcir” var.
Şimdi ise menfaatleri ve emperyal sömürüleri uğruna her şeyin Batılılar tarafından abartıldığı bir zamandayız.
 

Emperyalist güçler dünyayı daha acımasız sömürmek için (her zaman yaptıklarını yaparak) böl-parçala-yut taktiği ile yine yollarına devam etmektedirler.
Bunun için de kullanılmaya en elverişli kitleler: “bir türlü varlıklarını ispat edememiş halklar"dır. Hatta, hala millet olma özelliğini tamamlayamamış halklar…

Yüz yıldır aynı vaadi tekrar tekrar sahneye süren Batılılar, üçüncü dünya ülkelerinin aptallığından dolayı planlarını hiç değiştirme ihtiyacı dahi duymadan oyunlarına devam etmektedirler.

Bu, kendilerini ispata çalışan, bağımsızlığa tutunma gayreti içinde olan halklar için de çok cezp edici oluyor. Bu yüzden de çok rahat oltaya düşüyorlar. 

Ermeniler, 1991 de bağımsız olduklarında 3,5 milyon nüfusa sahipti. O gün bugün ne yaptılarsa göçü bir türlü önleyemediler. Şu anda tahmini nüfusları 2 milyonun altına düşmüş durumda. Korkuları bu: aynı hızla devam ederse Ermenistan’da nüfus kalmayacak. 

O yüzden yapılmak istenen yeni bir “Milli Heyecan” yaratabilme ve nüfusu Ermenistan’a toplayabilme gayretleri…
Ülkelerini terk etmiş ve tüm dünyaya yayılmış Ermenilere tekrar: “Millet ve Vatan bilinci” verebilirlerse bunu başarabileceklerini düşünüyorlar. 

Başta dediğimiz gibi, bunu da kendilerine acılar üreterek yapma gayretleri içindedirler.
Bir taraftan “Nuh’un gemisi Ağrı dağında” efsanesiyle kendilerini kadim Nuh’a dayandırma gayretindeler, bir taraftan da soykırım safsatasıyla destanî bir acı üretme çabası içindedirler.

Fakat iyi bilinsin ki bunlar Ermenilerin sırtında çok gülünç duran iğreti elbiselerdir.
Ermenilerin başarılı olabilmesi için yapacağı: yerini, konumunu, haddini bilmek ve komşularıyla iyi ilişkilerde bulunmaktır:

Nüfusunun hızla eridiği bir durumda sen hiç hakkın olmayan bir bölgeyi: Karabağ’ı işgal edip elinde tutmaya çalışırsan…

Büyük komşun Türkiye’yi küstürüp, olmayan soykırım yalanıyla kapı kapı dolanıp dünyadan yardım dilenirsen…
Göz göre göre emperyalistlerin köleliğine soyunursan…
Batı’nın oyuncağı olmaya devam edersen…

Artık yapacak bir şey yok: bitmeye, yok olmaya, tarihten silinmeye, kötü sona hazır olacaksın…
Hadi bakalım: hodri meydan… Sen işine bak Almanya, sen işine bak Batı…

Türkiye’ye bir şey olmaz, merak etmeyin, yel kayadan bir şey alamaz…

 

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg