Adı çok güzel bir ordu idi
İbrahim Hakkı Gündoğdu

Adı çok güzel bir ordu idi

Advert

 

Evet, 2. Mahmut’un kurduğu ordudan bahsediyorum.
Kendi askeri olan ‘Yeniçeri Ocağı’nı topa tutup ortadan kaldırdıktan sonra yeni bir ordu kurdu.
Adı çok güzeldi: Asakir-i Mansure-i Muhammediye:
Muhammed’in Muzaffer askerleri…
Bu ordu ismiyle de kuruluşuyla da o kadar kutsandı ki:

Peygamber Ocağı, dendi.
Mehmetçik, dendi.

Yeniçeri Ocağı kaldırılmalı mıydı?. Islahı mümkün değil miydi?.
Osmanlı bu kadar çaresiz miydi?
Bunlar tartışılabilir, Asıl bu güzel isimli ordu bozulmuş dediğimiz Yeniçeri ocağının yerini bir türlü dolduramadı.
Düşmanlarımız bunu kendi açılarından çok fırsatçı değerlendirdi.
Toparlanamadan dört yandan yoğun bir saldırıya uğradık.
Fransa, İngiltere, Rusya, bütün Avrupa saldırmıştı.
Ege ve Akdeniz’de donanmalar cirit atıyordu.

Düşman çoktu. Navarin’de Osmanlı yenildi.

Edirne antlaşmasıyla da Mora’yı kaybetti. Tarih 1826-1829…
O tarihten sonra da Osmanlı belini bir türlü doğrulamadı.  
Osmanlı’yı yeniçeriler mahvediyordu diye söyleyenler çok daha başarısız oldu.
1829’dan 1914: 1. Dünya Savaşına kadar hep yenildik, hep topak kaybettik.
Cepheden cepheye koştuk. Nice civanmertleri şehit verdik.
Sonunda Osmanlı belki on katı toprağını bu dönem içinde kaybetti.

Hıristiyan: Yunan, Sırp, Romanya, Bulgar, Karadağ, Kosova, Makedon yanında:
Müslüman olan Arnavutluk ve Bosna’yı da kaybettik.
Bu dönem içinde daha nice kurumlar kapatıldı:
Tımarlı Sipahiler ki kapatılanların başında geliyordu.

Nihayetini zaten iyi biliyorsunuz.

Burada hemen şunu söyleyelim ki:
Tarihte hep böyledir: kimse kapatmakla sonuç alamamıştır.
Kimse kapatarak zafer kazanamamıştır.
Kimse kapatarak yükselememiştir.
Islah etmek, bilinçli ve köklü devrimler yapmak istisna...
Hele, bir telaşa düşerek kapatmaya başlarsanız yerine kurulanlar –hep- çok kötü sonuçlar yaşatır. Hepimiz iyi biliriz ki kurumdan önce insan önemlidir.
Yetişmiş insan altından daha değerlidir.

Bu noktada çağı iyi irdelemek gerekmektedir:
Çağ, kalifiye eleman çağıdır.
Çağ, birlikler çağıdır.
Çağ, teknoloji çağıdır.
Çağ, ekip cağıdır.
Çağ, ekip içinde birey çağıdır.
Çağ özgür düşünce çağıdır.
Çağ, bilgi ve donanım çağıdır, marka çağıdır.
Çağ, iletişim çağıdır.
Çağ demokrasi, hak, hukuk, adalet çağıdır.
Hele bizim için çağ: adalet, merhamet, sevgi ve paylaşım çağıdır.

Çağın adını sağlıklı belirleyip önemine göre sıraya koyduktan sonra gerisi samimiyetle:
gayrete ve bilinçli mücadeleye kalmıştır.  
Dikkat ederseniz Batı eski oyunlarını ısıtıp ısıtıp önümüze koymaya çalışmaktadır.
Tarih tekerrür ediyor gibidir:
Dün 1826 da Yeniçeri ocağının kaldırılması ve hemen savaşa sokulmamız…
Bugün, 15 Temmuz Kalkışımı, Feto operasyonu, PKK eylemleri…
Ardından da Suriye’ye girme mecburiyetimiz…

Aynı oyuna bir daha gelmemeliyiz. Çok dikkatli olmalıyız.
Suriye’de sınırlarımızın güvenliği kadar kalmalıyız.
 
Bölge devletlere önem vererek sonuç almaya çalışmalıyız.
Orada ki insanları organize ederek hızlı bir teşkilatlanmayı hayata geçirip
milis kuvvetler oluşturmalıyız.


Türkiyemizin bir arslan olduğunu iyi biliyoruz da,
bu arslanın bugünlerde yaralı olduğunun idrakine varmalıyız.
Denge politikasına daha çok önem verip, özellikle:
Nato, ABD, AB, Rusya ve İran ile diyaloglarımızı artırmalıyız.
Asıl içte çok dayanışma içinde olmalıyız

Olağanüstü bir dönemden geçtiğimizi asla unutmamalıyız.
 

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg