Rusya-Türkiye ve komşuluk kaderi
İbrahim Hakkı Gündoğdu

Rusya-Türkiye ve komşuluk kaderi

Advert

Türk – Rus Savaşı 3. Dünya Savaşı Demektir

Komşuluk bir kaderdir.
Adam gibi duruş karakter… 
Her zaman öyledir: komşuların geleceği birbirine bağlıdır.
Hele bu çağda, birlikler dünyasında, birbirine bağlı yükselmenin olduğu bir dönemde bu tip horozlanmaların bir hükmü ve anlamı yoktur.
O zaman ne yapmak lazım: aklıselim düşünmek lazım.
Ne acı değil mi: bazı yorumcular hemen kuvvet dengelerini incelemeye koyulmuşlar.
Savaş öyle değildir. Her şeyin taklidi olur ama cesaretin taklidi asla.
Silahtan daha önemli olan onu kullananın yüreği…
Lakin bizim derdimiz bu değil. Savaş öyle hiç de kolay değil. Hiçbir lider bunun altından kalkamaz.
Hiçbir millet de bunu taşıyamaz.
Yapılması gereken: barış ortamında kardeş kardeş yaşamaktır.
Bunun için önce iki taraf da sağlıklı düşünmeyi becermelidir.
Rusya, şunu iyi bilmelidir ki: Türkiye’ye çok ihtiyacı vardır.
Türkiye de bilmelidir ki: Rusya’ya ihtiyacı vardır.
Peki: “Batı” bu denli sömürücü, bu denli emperyalist olmasa bu iki devlet savaşır mı?
Hiç sanmam…
O zaman ilişkilerimizi bir de bu şekilde gözden geçirelim.
Nasıl ki 1920’lerde iki devletin kaderi Batı karşısında birbirine çok benzediği için (ki 1. Dünya Savaşında savaştıkları halde) kader birliği yaptılar, şimdi de ondan farklı bir konum yoktur.
Rusya, şunu iyi bilmelidir ki: Batı hep Onları kullanmıştır. Batı, zorda kalıp Rus’a ihtiyaç duyduğunda “gel Avrupalı kardeşim” demiştir, lakin rahatladığında her zaman: Ona Avrupa’nın köylüsü, Avrupa’nın barbarı diyebilme densizliğinde bulunmuştur. Yani: Ey Rusya, Batı seni hiç sevmez, hatta senden korkar. Hele sıcak denizlere inme idealin varsa buna hiç de müsaade etmez.
Bence:
Sen ey Rusya gel, Türkiye ile diyalogunu artır. Birkaç ay önce olduğu gibi…
Bak tarihe dön ve hatırla:
Osmanlı ile 1700’lü yıllardan başlayarak 1853’e kadar 150 sene aralıklarla savaştınız. Birçok kazanımlar da elde ettiniz. Sonra ne oldu? Batı çok büyüdüğünü görünce Osmanlı ile bir oldu seni vurdu. Nerede ise 150 sene içinde tüm kazanımlarını kaybettin. O gün Osmanlı hasta adamdı.
Bil ki bugün Türk uyanıyor. Yeni ve kutsal bir doğuş yaşanıyor.
Bak: 1990’larda KKTC ile birlikte iki Türk devleti idik. Şimdi yedi (7) Türk devletiyiz. Her gün bu Türk devletleri büyüyor ve birbirine yaklaşıyor. Sen de bu devletlerden savaşla ayrılmadın. Senin de onlarla ilişkilerin var. İşte kaderimiz burada buluşuyor. İster istemez biz Türk devletlerini bundan sonra hep hesaba katacağız. Onlar da bizi hesaba katacaklar. Sen de onları hesaba katacaksın.
O zaman, yarınlarda bir bir yüzüne bakacak tavırlarımız olabilsin.
Ey Rusya, sen bundan sonra Arap devletleri arasında tutunamazsın. Hiçbir idealin buna uygun değil. Ne Ortadoksçuluğun, ne Panslavizmin, ne (bir daha canlandıramayacağın) komünizmin, ne de Rus milliyetçiliğin… Yani şu anda Suriye’de olmanın hiçbir anlamı yok. Esed’in seni istemesinin de hiçbir anlamı yok. Bölgenin kaderini eğer Türkiye ile birlikte samimi duruşlarla çözebilirseniz o zaman sen de kazançlı çıkabilirsin. Bence acilen bunu denemelisin.

Biliyoruz ki kolaycılık yapıyorsun ve milli birlik ve beraberliğini korumak için gayretler sarf ediyorsun. Tabii ki bu da önemlidir. Ama bunu yaparken geleceğini uçuruma atma.
Anla ki senin kaderin Türklerle çizilmiştir. Bende diyalog yolu en güzel yoldur.

Var mıdır sizde bu atasözü bilmem ama: Unutma: “Komşu komşunun külüne muhtaçtır.”

Bir de senin medyan: Roma imparatorluğunun hamiliğine soyunabileceğini yazmış. Ayıp etmiş. Biz onu 1461 de tarihe gömdük ve Fatih “ben hem de Roma imparatorluğunun hamisi ve hükümdarıyım” diyerek bu görevi üstüne almış oldu. Sonra, Roma’yı İtalya bile dile getirmiyor da sana ne oluyor ki!.

Neyse:
Biz yapacaklarımızı konuşalım. Sonuç şudur ki: senin mutluluğun tamamen bize, bizim mutluluğumuz da sana bağlı…
O zaman horozlanacağına gel çağın projelerini üretelim. Zalimlere karşı birlikte savaşalım…

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg