Ben süzme emperyalistim…
Bana boyun eğmeyene çakarım…
Uydularıma dokunanları yakarım.
Hava yollarıma ve deniz yollarıma dokunanları yıkarım…
Ekonomime dokunanı zaten yakıyorum…

-İyi, ben de Türkiye olarak seni örnek alıyorum…
Ben de bana dokunanları bundan sonra kötü yakacağım…
-Yooo, sen yakamazsın… Sana dokunacaklar, senin ananı ağlatacaklar, sen ses çıkarmayacaksın, sen gelip bana yalvaracaksın, ben keyfim isterse sana yardım edeceğim… Anlaştık mı?..

-Hayır, zerre anlaşmadık… Bundan sonra karşında alnı ak, başı dik, kararlı, hakkını söke söke alacak bir ülke bulacaksın… Hadi sen de şimdi bana dokun da görelim…
Biz seni dünyanın jandarmalığına soyunduğundan beri tanıyoruz…
Aslında bu işi kıvıramadın da sana karşı çıkmış görünenler de senin adamındı.
Sen birinci ve ikinci dünya savaşlarındaki boşluğun doğurduğu haşarat emperyalist bir devletsin…

Bayrağı İngiltere’den devraldın…
O zaten kendine: “Güneş Batmayan İmparatorluk” demişti de aslında asıl adı: zulmü batmayan emperyalistti…
O gün güya, Sovyetler Birliği diye bir devlet vardı… Başında da katliamcı zalim Stalin…
İşte sen ondan bir gömlek daha üstündün…
Korkunç zalimin limanından kötü zalimin limanına sığındı insanlık o kadar…

Biz de devleti yeni kurmuştuk ve ancak nefes almağa başlamıştık…
Dünya zulmünüzü, acı tebessümlerle seyrettik durduk nerede ise bir asır…
Vietnam’a demokrasi getirdiniz: kininizle, kanla, intikamla…
İnsanları sömüren, sömüremediğini öldüren (nasılsa) demokrasi…
Çok acı kaybettiniz Vietnam’da ama bu mağlubiyeti bile zafer olarak sundunuz…

Bu sanki çok güzel bir örnekti diye aynı oyunu: Afganistan, Yemen, Irak, Suriye, Libya ve daha nice gözünüze kestirdiğiniz devletçiklerde oynayıp durdunuz…
-Biz büyük devletiz, bak Afganistan’ı işgal edebiliyoruz… Diye utanmadan öğündünüz…
Halbuki biz, sizin tarihinizi iyi biliyoruz: en büyük savaşınız: elinde sadece ilkel bir ok olan gariban Kızılderilileri öldürmekten başka nedir ki!?.

Siz menfaatçi, katliamdan başka elinden bir şey gelmeyen toplama milletsiniz…
Millet seviyesinde hiç olmadınız da “toplama millet” diyerek çukurda size bir makam yapıyoruz…
Siz ne demokrasi bilirsiniz ne de adalet… Siz paylaşım da bilmezsiniz…

Adını siz koydunuz da hani bugün gerçekten “yeni dünya” ve o süperliğinize rağmen bu dünyada artık size yer yok…
Dün, büyük felaketin ardından daha yeni kurulmuştuk, bir devlet bile değildik… Bugün Türk olarak 7 devletiz… Kardeş olarak 107… Onları da siz sayın ve tahmin edin…

İçinizdeki sömürdüğünüz o halk bile yakındır bizimle olacak…
Adalet, paylaşım, hak, hürriyet, demokrasi nasılmış tüm bunları sizlere merak etmeyin çok yakında biz göstereceğiz…
Bu güneş üç- beş gün değil ama üç- beş yıl içinde mutlaka doğacaktır…
Türkiye o eski Türkiye değildir, ona doğru gelirken hem adaletli, hem de saygılı olun…
Bizden söylemesi…