Trabzon Evi?

İstanbul’da bir Trabzon Evi inşa etmek için TDF Genel Başkanı İsmail Şatıroğlu ile Fatih Belediye Başkanı Ergün Turan arasında protokol imzalandı ve süreç başladı. Haberini sitemizde yorumsuz olarak yayınladık ama konuya verdiğimiz öneme istinaden iki satır da görüşlerimizi açıklayalım istedik.

Trabzon Evi?
Trabzon Evi? Yonetici
Advert

 

Bir STK’nın kendi mekânına sahip olması önemli bir aşamadır. Ayrıca mekânın STK faaliyetleri için müsait olması daha da önemli bir unsurdur. Yoksa TDF (dernekçilikte sıkça kullanılan tabirle) çanta derneği değildi, Fındıkzade’de başını sokacak bir apartman dairesinde kiradaydı.

TDF bu imzalar ile temelli mülk sahibi olmuyor, mekânı 10 yıl boyunca kiralık olarak alıyor. Ancak konuya vakıf olanlar bilir ki, ikisi arasında fazla bir fark bulunmuyor.

Bu aşamanın çok geç kaldığını ifade etmek durumundayız. Birçok il, ilçe ve köy derneği kendi mülklerini alıp dayar döşerken, koca federasyona halen faaliyetini sürdürdüğü apartman dairesinde ikamet etmek hiç yakışmıyordu. Mesela TÜSED (Trabzonlu Üniversiteliler Derneği) Sultanahmet’te geniş kullanımlı bir binayı yıllar önce benzer metotla kiraladı ve faaliyetini sürdürüyor. Sayıları çok daha fazla ama TÜSED’i benzer bir lokasyonda, benzer bir mekân tahsis ettiği için zikrettim.

Evet mekân önemli, ancak STK’lar için çok daha önemli şeyler var. STK’lar hedef kitlesi olan insanların talep, beklenti ve ihtiyaçlarına cevap verebildikleri oranda başarılı sayılabilirler. (Bunların fevkinde hedef kitleye yol gösteren, onların bilinçlenmesine yardımcı olan faaliyetler yapan dernekler ise aşmış örneklerdir. Biraz sonra güzel bir örnek vereceğiz.)

Hemen TDF Genel Başkanı İsmail Şatıroğlu’nun imza töreninde yaptığı konuşmada mekânı nasıl ve ne için kullanacakları yönündeki açıklamalara dönüyoruz. Sayın başkan iki ana nokta üzerinde durdu: Birincisi Trabzon ve Karadeniz kültürünü tanıtmak ve gelecek nesillere aktarmak, ikincisi de Anadolu’dan gelenlere misafirhane vazifesi görmek.

Bu iki madde de bize göre problemler barındırıyor.

Hangi Karadeniz Kültürü?

Birincisi, “Karadeniz Kültürü”nden acaba tam olarak neyi anlıyoruz? Trabzon Günleri ve benzeri etkinliklerde hoparlörden bütün gün org eşliğinde kemençeyle çalınıp söylenen ve kafa şişirmekten başka bir işe yaramayan sözde yöresel müzik ürünlerinin kast edilmediğini umut ediyoruz. Bu konuda Federasyon’un işbirliği yapabileceği çok değerli akademisyen arkadaşlarımız var. Mesela ilk akla gelen isim Prof. Dr. Abdullah Akat. Halen İstanbul’da yaşıyor, eşi benzeri bulunmaz bir insandır ve TDF yöresel müzik kültürü alanında çalışmalar yapmak istiyorsa kendisi biçilmiş kaftandır.

Misafirhane kimin için?

İkincisi, Anadolu’dan İstanbul’a gelecek olanlara misafirhane. Bu ihtiyaç en az 40-50 yıl öncesinin ihtiyacıdır. O zamanlar İstanbul’da şimdiki kadar Trabzonlu yoktu ve gelenler için konaklayacak yer ciddi problem olabilirdi. Şimdi? İstanbul’da akrabası ya da yakın köylüsü yaşamayan Trabzonlu varsa gösterin. Gelip de sokakta kalan bir Trabzonlu da gösterebilirseniz mahcup olma hakkımı seve seve kullanabilirim. “Gelip geçen fakir fukaraya iyiliğimiz dokunur, hayır dua alırız” deniyorsa bilmem. Trabzon ve Trabzonlular için daha faydalı bir proje düşünülebilir yerine.

Düzce’deki hemşehrilerimize selam olsun

Yukarıda “hedef kitleye yol gösteren, onların bilinçlenmesine yardımcı olan faaliyetler yapan dernekler” demiş ve örnek vereceğimi söylemiştim. Bilindiği gibi seferberlik zamanı Karadeniz’den muhacirliğe çıkıp Düzce ve Adapazarı başta olmak üzere birçok vilayete yerleşmiş akrabalarımız, köylü ve komşularımız vardır. Bizim akraba ve yakınlarımız da Düzce’nin Gölyaka ilçesine yerleşmişler, ağırlıklı olarak da Kuyudüzü Mahallesinde yaşıyorlar. İşte o mahallede “Gölyaka Kuyudüzü Çevre Kalkındırma Derneği” adında bir dernek var, başkanı da emekli öğretmen Cemil Şener. Klasik dernekçilik faaliyetlerini başarıyla sürdürüyorlar, biz de İstanbul’dan takdirle takip ediyoruz. Birkaç gün evvel Cemil hoca sosyal medya hesabından bir etkinlik paylaştı, hayranlıktan ağzım açık kaldı. “Gölyaka Kuyudüzü’nde TIBBİ ve ENDEMİK BİTKİ EĞİTİM İNCELEME KAMPI” adıyla yine Kuyudüzü’nde düzenlenen etkinliğe İstanbul, Yalova, Bursa, Sakarya, Kocaeli, Zonguldak, Bolu, Adana ve Düzce illerinden 40 Akademisyen katılmış. Değerli dostumuz Cemil Şener hocaya bizzat tebriklerimizi ilettik.

Dağlarda yatan servet…

Endemik nedir? Anlayabileceğimiz dille başka yerde yetişmeyen demektir ve Doğu Karadeniz’in dağlarındaki bitkilerin yüzde 80’inin endemik olduğunu okumuştum. Bu demek oluyor ki bizim dağlarda paha biçilmez bir hazine yatıyor ve (yanlış hatırlıyorsam affola) yine okuduğum kaynağa göre 100 milyar dolar değer biçiliyor. Acaba bizim hemşehri dernekleri de bu konuda çalışmalar yapabilir mi? Yoksa org eşliğinde Karadeniz Kültürü’ne (!) devam mı?

Trabzon Trabzon Evi Trabzon Dernekleri Federasyonu TÜSED Düzce Gölyaka Kuyudüzü Çevre Kalkındırma Derneği Cemil Şener Abdullah Akat İsmail Şatıroğlu Ergün Turan
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg