Beşikdüzü'nde İmplant Fabrikası

Günebakış gazetesi imtiyaz sahibi Ali Öztürk, Beşikdüzü’nde açılan implant fabrikası hakkında firma kurucu ortağı Görkem Serçe ile bir röportaj yaptı.

Beşikdüzü'nde İmplant Fabrikası
Beşikdüzü'nde İmplant Fabrikası Admin
Advert

Trabzon Beşikdüzü Organize Sanayi Bölgesi’nde çok önemli bir yatırım yaptınız. Önce yatırımcıyı tanıyalım?

Görkem Serçe, AGS Medikal’in kurucusuyum, aynı zamanda ortağıyım. 1976 Edirne doğumluyum.

Karadenizlilik var mı?

Babaannem Giresun Bulancaklı. Orta öğretimimi İstanbul’da yaptıktan sonra Bilkent İşletme Fakültesi ve ardından yurt dışında Amerika’da yüksek lisansımı tamamladım. Daha sonra vatana döndük ve çalışmaya başladım.

İmplant gibi darada hafif, pahada pahalı çok önemli sektörü Trabzon’a getirdiniz? Trabzon aslında bu tür yatırımları bekliyor. Bunu sizden dinleyebilir miyiz?

Biz zaten daha evvelden implant satıyorduk. Bu işin kolayı al-sat. Biz dedik niye yapıp satmıyoruz? Bunun da belirli yöntemleri var. Biz birazcık uyanıklık ettik. Biz var olan sistemin genel müdürü ile baş mühendisini yurt dışından transfer ettik. Bunlar Beşikdüzü’ne geldiler. Hep beraber Beşikdüzü’nde bu implant işine girdik. Niye Trabzon derseniz; Trabzon’un da belirli bir noktası var. Rahmetli babam Trabzon’da Devlet Su İşleri’ni ilk kuran kişidir. Erzurum DSİ’yi de kuran babamdır. Biz yatırım yapalım derken 4. Bölge tercihimizdi. 4. Bölge’de Trabzon ön plana çıkıyordu. Rahmetli babam, “Trabzon çok iyi, çok güzel bir yerdir. Neden düşünmüyorsunuz? Artık fazla uçak seferi var. Bunun dışında çok fazla nakliye yok.” dedi ve bizi teşvik etti. Bir de medikalin bir konsepti vardır. Medikalın konsepti şudur; İsviçre’ye gittiğinizde bacasız sanayidir. Göl kenarında üretim yeri vardır. Arkası ormandır. Medikal turizme de uygun... Yani buraya getireceğimiz kişiye uygun... Yani bizim önümüz, her tarafımız orman, fındıklık bahçesi, onun önünde de Karadeniz. Biliyorsunuz, Beşikdüzü Organize Sanayi Bölgesi’nden baktığınız zaman arkanız ormanlık ve Karadeniz’i görüyorsunuz. Medikal turizme de uygun. Dolayısıyla da buraya getirdiğiniz profesörlere göstereceğimiz Sümela Manastırı, Ayder Yaylası, Uzungöl gibi çok fazla yerler var. Bu bakımlardan tercihi böyle yaptık. Ben o dönemde dönemin valisinden bir randevu aldım. Tanımazdım kendisini, rahmetli Recep Kızılcık... Kendisi çok iyi bir insandı. Ben parça da gösterdim. (Kendisi biliyorsunuz, geçmişi de vardı silah sanayi ile ilgili.) Parçaları görünce dedi ki, “Bunlar burada üretilmeli. Ne gerekiyorsa yapacağız.” Aynı gün o zaman ki Organize Sanayi Bölgesi’nde Kudret Bey’le OSB’ye gittik ve bir yer beğendik. Biz de sözümüzde durduk. Nisanda temel attık, temmuzda fabrikaya diktik.

Turizmle bağlantı kurdunuz, biraz orayı açabilir misiniz? Medikal ve turizm...

Şimdi medikal konsept denen bir şey var bizde. Medikal konsept dediğiniz şey şudur; Bir ürün üretiliyor. Bu bir çağrışımdır. Medikal üretimde ne vardır? Medikalde baktığınız zaman gülen insanlar vardır bakışlarında. Arkada doğa vardır, güneşli bir gün vardır. Hep bir doğa ile iç içelik vardır. Siz doğa ile bütünleştiğiniz zaman sağlığınız yerindedir. Medikal de bizim fabrikamızı ziyarete geldikleri zaman etrafa bakarlar. Ben size bir örnek vereceğim; biz bu ürünü diyelim ki İstanbul’da kirli havası olan, oto sanayilerinin yanında kurulu bir sanayi sitesinde yapsaydık, organize sanayi bölgesinde yapmış olsaydık, kimi getirebilirdik? Önünden vızır vızır araç geçen, geceleyin o kadar kömür yanan yer. Gezmeye gelen hocalar ne derdi?

Kimi getirebilirdik derken fabrikaya kimleri ve niçin getirip gezdiriyorsunuz?

Fabrikaya dünyaca ünlü profesörler geliyor.

Niye geliyorlar?

Üretiminizi görmek istiyorlar sizin. Bakın siz bahçenizden domates koparmıyorsunuz veya gidip de bir iphone almıyorsunuz veya Samsung telefon almıyorsunuz. Samsung telefonu Çin’de ürettirebilir. Ama siz bundan memnun değilseniz. Gidersiniz, bir problemi varsa veririsiniz, yenisini alırsınız. Biz implant üretiyoruz. Dişin kemiğine konan bir implantı geriye alabilir misiniz? Alırsanız ne kadar sancılı olur bu iş? Dolayısıyla bunu deneyecek olan hekimler ya da bunu kanaat liderlerimiz görmek isterler. Şimdi içerde iki hocamız var. Onlara tesisimizle ilgili fikirlerini sorabilirsiniz. Herhâlde dünyadaki gördükleri birkaç muazzam tesislerden bir tanesidir. Diyecekler ki size, biz üretim yerini görmek istiyoruz. Çünkü ilk önce bunu uygulayacak insanlar ya da kanaat liderleri ikna olmalılar.

Küresel bir işletmeden mi bahsediyoruz?

Tabii ki. Şu anda 35’e yakın ülkeye ihracat yapmaya başladık. Bizim ürünümüz Tunus’ta da kullanılıyor, Sırbistan’da da kullanılıyor. Bizim ürünümüz Avrupa’nın çeşitli yerlerinde Azerbeycan’da, İran’da, inşallah önümüzdeki yıllarda Güney Amerika ve Amerika Birleşik Devletleri’nde kullanılacak. Amerika size iphone satabilir, biz de implantı satarız.

Türkiye’de bu tesisle, bu üretim merkezinin hangi noktasındasınız? Kaç tane var?

Türkiye’de bizim markamızın adı altında bir tane var. İsviçre’de de üretim yerimiz var. Trabzon’dan sonra İsviçre’de üretim yerimiz var. Başka yerli üreticiler de var. Bizim farkımız biz yurt dışından teknoloji transferiyle bu işi yaptık. İsviçre üretim tesisimizde İsviçre menşeili ürünler yapıyoruz. Sebebi de şu; pazarlamasını yapıyorsun, İsviçre ürünleri biraz daha yüksek fiyattan satılıyor, diğerleri daha düşük fiyattan satılıyor.

Şu anda 30-35 ülkeye ihracat yapıyorsunuz? Ortalama ne kadar eleman çalışıyor? Ülkeyi yıllık girdisi ne kadar şu anda?

Ülkeye yıllık girdisinden çok, Türkiye belki bundan birkaç yıl evvel yüz milyon TL’ler öderdi. Bu ürünün, implantın ithalatına para verirdik. İlk önce bunun birazını sonra da büyük bir bölümünü durdurduk. İhracattan evvel öncelikle bunu yaptık. Bu önemli. Yani dışarıya giden parayı durdurduk. Bu daha büyük bir öneme sahip, şimdi ihracata başladık. İhracatta belirli hedeflerimiz var. Tabii ki bizim de önümüzdeki yıllarda hedeflediğimiz dünyadaki ilk birkaç marka arasına girebilmektir. İmplanta baktığınız zaman 1980’lerde bu iş başladığından beri, tabii bu işe ilk girenlerin aldığı yol, pazarlama açısından bizden çok daha ileride. Amacımız bunları yakalayabilmek. Biz şu anda ana bir oyuncu değiliz ihracat pazarında. Ama gelişmekte olan bir oyuncuyuz. Önümüzdeki beş yıl içinde ana oyunculardan bir tanesi olmak istiyoruz.

Trabzon’a bu yatırımı yaptığınız için memnuniyet oranınız nedir?

Ben Trabzon’dan çok memnunum. Sürece baktığımız zaman bizim fabrikamızda 50’ye yakın insan çalışıyor. Önümüzdeki yıl eğer kapasite artırımı olursa, ihracat alanları olacak. Mevcudun iki katı işçi çalışacak. Ama bu iş burada bitmiyor. Bunun satış ağı var. Satış ağımız, bizim bayilerimiz var. 17 bayiimiz var. Türkiye genelinde 17 bayinin çalıştırdığı insan sayısını düşündüğünüz zaman onlar da 150’ye yakın insan çalıştırıyorlar. Nereden baksanız bu işte 2000 bin, 3000 bin kişi aileleri baz aldığımızda ekmek yiyor. Seneye bu daha da katlanacak. Ama bu işin artı bir tarafı teknoloji yönü vardır. Bakın bizim üretim hassasiyetimiz bir milyon. Yani milimetriğin binde biri. Çok ciddi rakamlar. Yani dünyada çok fazla firmanın yapamadığı işler. Herkes mesela diyorlar ki, otomotiv, otomotiv... Otomotiv bize göre kaba bir iş. Otomotiv yapar mısınız? Otomotiv, otomobil yapabiliriz gerekli desteği görürsek. Bunu yaptıktan sonra en önemlisi pazarlamasıdır. Trabzon’dan çok memnunuz. Trabzon halkının metale karşı bir sevgisi var. Dolayısıyla biz bunu çok rahatlıkla, burada sevgiyle bizim ürünlerimizi harmanladık ve güzel bir noktaya geldik.

Trabzon daha çok kiloda hafif, değerde pahalı sektörlere yönelmeli. İmplant da bunlardan biri. Bunun için Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası veya şehir ne yapmalı? Son olarak neler söyleyeceksiniz?

Trabzon’da şöyle bir şey görüyorum son dönemlerde; Kötü değil ama sürdürülebilir değil. Trabzon illa turizm turizm diyor. Biliyorsunuz Arap ülkelerinden çok fazla gelenler var, hatta gayrimenkul satışları var. Ama bugün var, yarın olmayabilir Araplar. Trabzon’un yer sıkıntısı var. Trabzon’da sanayi yapılacaksa bildiğiniz gibi yükte hafif, pahada ağır ürünler olmalı. Sanayi Odası bence medikal konsepti değerlendirmeli.

Samsun nasıl yaptı?

Bakın Samsun’da çok iyi bir medikal kümelenme var. Bana sorarsanız burada medikal alanında yükte hafif, pahada ağır ürünler ön plana çıkabiliriz. Neler olabileceğini Sanayi Odası ile tartışabiliriz. Bunlardan beyin cerrahisinden tutun da, göz cerrahisine kadar üretilebilecek çok fazla ürün var. Çünkü Türkiye bu konularda yurt dışına çok bağımlı. Sanayi Odası Başkanı ile görüşme imkanımız olursa seve seve yaparız. Bence Trabzon buna yönelmeli.

Trabzon sizin farkınızda mı?

Farkındalar, sağ olsunlar unutamayacağım iki kişi var. Defalarca kendilerine teşekkür ederim. Trabzon derken ticaret erbabını... Ticaret Sanayi Odası’nı kastediyorum. Farkında olduklarını düşünüyorum. Şöyle söyleyeyim; Ben çok Trabzon’da yaşayabilen bir insan değilim. Çok fazla ihracat odaklı çalıştığımızdan dolayı, dolayısıyla buradaki arkadaşlarla çok sık görüşemiyoruz. Ama ilişkilerimizin çok iyi olduğunu da söyleyemem. Son olarak özel bir teşekkürüm var; bize geldiğimiz ilk günden beri Trabzon halkı, bilhassa Beşikdüzü halkı, Beşikdüzü’nün Belediye Başkanı, gelmiş geçmiş devlet erkânı, kaymakamları ama bunların dışında eski bakanımız Faruk Özak, bize her konuda, yurt dışı ile ilgili bir ihtiyacımız olduğunda dahi bizlere inanılmaz yardımcı oldu. Bir de rahmetli valimiz Recep Kızılcık... Allah rahmet eylesin. O’nun yaptıklarını unutamam. Değerli bir devlet adamıydı. Trabzon için büyük bir değerdi. Bu iki ismin gönlümde yeri ayrıdır.

Teşekkür ederiz.

Ben teşekkür ederim.

Kaynak: günebakış

Görkem Serçe AGS Medikal Beşikdüzü
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg