Trabzon kimliğinin önemi, Gurbetçi Gençler örneği

Bir önceki yazımızı “Evet, Trabzon kimliği her şeye rağmen bu kadar baskın bir kimlik. Peki, “her şeye rağmen” derken neyi kastediyoruz? Onu da kısmetse önümüzdeki yazılarda ele almaya çalışacağız.” diyerek bitirmiş idik. Kaldığımız yerden devam edelim.

Trabzon kimliğinin önemi, Gurbetçi Gençler örneği
Trabzon kimliğinin önemi, Gurbetçi Gençler örneği Yonetici
Advert

Çok uzun bir zamandır ve özellikle son yıllarda bu ülkede yaşanan ciddi sarsıntılardan en büyük zararı Trabzonlular ve Trabzon kimliği görüyor. 3 Temmuz Şike Süreci, Gezi Olayları, gergin siyasi seçimler, referandumlar, 15 Temmuz... Yaşanan gelişmeler icabı ülkenin kutuplara ayrıldığı ve kutupların da giderek birbirinden uzaklaştığı bu süreçte o sözünü ettiğimiz güçlü Trabzon kimliği, bütün mensuplarını bu sürecin etki ve zararlarından korumaya yeterli olmadı. Bunda kimliğin bizzat kendisinin kabahati yoktur, kabahat bu kimliğe sahip kişilerdedir, çünkü kimliğin önem ve gücünün farkında değillerdir.

Bakınız, son zamanda Türkiye siyasetinde Trabzonlular açık ara en önemli rolleri üstlenmektedirler. Ülkenin geri kalanı aslında Trabzonlulara bayılmamaktadır, kimse Trabzonluların kara kaşına kara gözüne aşık değildir. Trabzonlular birilerinin torpiliyle falan değil, tırnaklarıyla kazıya kazıya oralara geliyorlar. (Bir başka önemli sebep de devletin zorda kaldığı ve güvenlik endişesine düştüğü zamanlarda Trabzonlulara sarılmasıdır ama o ayrı bir yazının konusudur)

CHP’nin İBB adayı olarak bir Trabzonluyu tercih etmesi boşuna değildir, nitekim bu seçimin ülkeye bu kadar zorlu bir süreç yaşatması da Trabzon kimliğinin güç ve ağırlığından bağımsız bir konu değildir.

Meselemiz seçimin sebep ve sonuçları değil, seçim geçip gittikten sonra Trabzon kimliğinin ne durumda olacağıdır. Halen görünen o ki, yaşanan gergin süreçte yine Trabzon kimliği zarar görmektedir. Burada hiçbir siyasetçiyi korumaya çalışmıyoruz, onlar zaten kendilerini korumaya muktedirlerdir. Bizim yardım ya da desteğimize ihtiyaçları da yoktur.

Bu ülkede, Trabzonluların dışında kalan bütün kesimlerin bilinçaltı programlarında bulunan kodlardan biri de Pontus’tur. Kimi eksik kimi fazla, kimi yalan kimi yanlış ama herkesin gözünde Trabzonlular bir şekilde farklı -ve aynı zamanda sakıncalı olabilecek- bir kimliğe sahiptir. Trabzonlu ne kadar aksini ispat etmeye çalışırsa çalışsın bu değişmez.

Bakınız, Hrant Dink’in katili yakalanır yakalanmaz gazeteler “Katil Trabzonlu” başlığı attılar. Ona yakın zamanlarda bir başka vilayette tam altı kişinin misyonerlik yaptıkları gerekçesiyle boynunun vurulması (!) ise kimse tarafından o vilayetin kimliğiyle özdeşleştirilmedi.

Yunanistan’da bir medya organının Ekrem İmamoğlu’nun seçimi kazanması hakkında malum başlığı atması elbette manidardır ve Yunan medyasının halen kabinede tam dört tane Trabzonlu bakan olması hakkında benzer bir yorum yapmadığı da bir gerçektir; mesela “Türkiye’yi Pontuslu (!) bakanlar yönetiyor” şeklinde bir manşet görmedik, duymadı Ancaaak...

Ermenistan’ın bizim doğu bölgelerimizde gözü olduğu da bilinir, en azından söylenir. Ara sıra oradaki gazetelerde de Ağrı Dağı ile ilgili yazılar çıkar; fakat kimse Ağrılı vatandaşlarımızdan tövbe istiğfar etmelerini (!) beklemez.

Efendime söyleyeyim, başta İzmir olmak üzere Ege sahillerimizde Yunanlı komşularımızla her gece sirtaki oynanır, tabaklar kırılır, Türkçe-Yunanca şarkılar söylenir, kimse “Ne oluyoruz? Bu herifleri en son buradan denize dökmüştük. Niyetleri bozuk galiba, hemen kovalayalım” demez. Sümela üzerinde yakın zamanda büyük tartışmalar koptu, fakat İzmir’deki Meryem Ana evi denen antik tapınağa dünyanın dört bir yanından gelen Hristiyanlar hacı olur, yine kimse sesini çıkarmaz.

Sevgili dostlar, birkaç ay önce bir CHP milletvekilinin Kadir Mısıroğlu üzerinden söyledikleri ülkedeki Trabzonlu bilinçaltının dışa vurumudur. Mısıroğlu hakkında ideolojik rezervleri olan hemşehrilerimizin bunu görmesi gerekmektedir. Hakeza son zamanlarda AK Parti’nin karar mekanizmalarında önemli yerlerde bulunanların gayet rahatlıkla Pontus (hâttâ Yunan!) göndermelerinde bulunması da aynı şekildedir. Siyasi rakibe vuralım derken toplumun bilinçaltı açığa çıkmaktadır. İnanın, roller farklı olsa bu bilinçaltı yine açığa çıkacak ve olan yine Trabzonluya olacaktı.

Trabzonlular da herkes gibi istedikleri siyasi tercihte bulunabilirler, kimse kimseyi tercihinden dolayı kınayamaz ama Trabzonlular sapla samanı birbirinden ayırmayı bilmeli, yukarıda birkaç örnekle ayrıntılandırdığımız meselenin farkında olmalıdır.

Ben hemşehri memşehri anlamam. Benden olmayan hemşehrimi babam da olsa tanımam!” diyenler de bir tercih yapmaktadırlar ama taşıdıkları Trabzon kimliğinin kendilerine sağladığı avantaj ve dezavantajlardan kaçamazlar. Tıpkı bir önceki yazımızda vurguladığımız ve Ekrem İmamoğlu’nun 31 Mart öncesi yürüttüğü kampanyada Trabzon kimliğini ön plana çıkarmamaya çalışmasına rağmen bu kimlikten kaçamadığı gibi.

Toparlayalım. Trabzon kimliği baskın ve çok önemli bir kimliktir, her türlü etnik ve siyasi kimliğin üzerindedir. Hiçbir Trabzonlu bundan kaçamaz, gün gelir olumlu ya da olumsuz karşısına çıkar.

Pekâlâ, halen içinde bulunduğumuz keskin siyasi iklimde bu mümkün mü? Mümkündür. Gurbetçi Gençler taraftar grubunu biraz inceleyiniz. 1970’lerin sonunda İstanbul’da bir araya gelen Trabzonsporlu genç taraftarlar grubu kurmuşlar, en önemli kimlikleri olarak her daim Trabzonspor’u görmüşlerdir. Grubun kurucu isimleri, aradan geçen 40 yıldan sonra bugünkü siyasi iklimde bile –kendilerinin de çok farklı siyasi kimlikleri olmasına rağmen- birbirleriyle hâlâ ilk günkü samimi duygularla görüşmektedirler. Çünkü kimliklerinin öneminin ve o kimliğe olan ihtiyaçlarının farkındadırlar.

Trabzon Trabzon kimliği Seçim Siyaset Pontus Yunan Ege İzmir Meryem Ana Ağrı Dağı Hrant Dink Ermenistan
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg