Kavgadan uzakta, sürç-ü lisan yok;
Heyhat bulamazsın, garazsız insan.
Sevdadan uzakta zarar-ziyan yok;
Sineye çekilir, pervasız vicdan.
İnsanı ağlatan, yağmura hürmet;
Tank gibi sözlerin, içinde hiddet;
Kurtlar sofrasından, edersin hicret;
Gönül paramparça, feryatsız hicran.
Yollar büklüm büklüm, gidenler zorda;
Dizlerde derman yok, ağır yük kolda;
Zindan sağ yanımda, hüzünler solda;
İçte yanan ateş, bir sırrı pinhan.
Bir dünyaki, eksik olmuyor mihnet;
Yiğitler kayboldu, kaldı muhannet;
Kızdımı cehennem, sevdimi cennet;
Rüya gibi geçti, kayboldu nisyan.
Güneşi batmayan günler nerede?
Kim can vermiş, ruhsuz kalmış cesede?
Ben, beni ararım her bir hecede;
Kayıp gitti elden, izansız irfan.
Sevgi ektim sulak yerde kilime;
Zemin kaydı, uçtu geldi elime;
Aşka ilaç olamayan ilime;
Koyverdim sözümü, avazsız isyan.