Osmanlı'nın doğudan göç alma gayretleri
Advert

Osmanlı'nın doğudan göç alma gayretleri

Göçmen meselesi tarih boyu hep vardır. Zaten olmasa idi, insanlık tek bir bölgede üst üstüne izdiham şeklinde yaşar olurdu. Göç etmek aynı zamanda dünya nüfusunun dengelenmesi demektir. Bu işin tarihi boyutları ve ibret alacağımız tarafları o kadar çok ki…

DÜNYA - 2021-11-05 11:23:28

Göçmen meselesi tarih boyu hep vardır.

Zaten olmasa idi, insanlık tek bir bölgede üst üstüne izdiham şeklinde yaşar olurdu.

Göç etmek aynı zamanda dünya nüfusunun dengelenmesi demektir.

Bu işin tarihi boyutları ve ibret alacağımız tarafları o kadar çok ki…

 

Kendilerini zayıf ve güçsüz düşünüp de zalimlere köle olanlara Kur’an: “Allah’ın arzı geniş değil miydi, oradan hicret etseydiniz ya” diyor Nisa 97’de…
Yani insanlığın zulme karşı direnme görevi ve mecburiyeti vardır. Bunu başaramadığı an da yine köle olmak değil göç edip yeni yurtlara yürüme sorumluluğu…

Böyle olduğu zamanlar biliyor musunuz ki tarihte nice devletler kuruldu ve yıkıldı.

Bu konuda dünyanın en hareketli yeri Orta Doğu’dur ve burada yüzlerce devlet kurulmuş, hükümran olmuş sonra da yıkılmıştır.

 

Bakın:

Sümerler, tarihin ilk bilinen devleti… Güçlü idi ama yıkıldı.

Babiller, Akatlar, Elamlar, Asurlar, Hititler, o kendilerini ilah sanan Firavunların Mısır’ı…

Daha niceleri…

Sonraki zamanlarda:

Persler, Makedonyalılar, Sasaniler, Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu, Emeviler, Abbasiler, Büyük Selçuklu, Memluk, Osmanlı hep bu bölgede kuruldu ve çok uzun ömürler sürmelerine ve birçoğu cihan imparatorluğu olmalarına rağmen yıkıldı ve yok oldular.    

 

Bu devletlerin oluşmalarında ve yıkılmalarında dünya göçlerinin önemli etkileri vardır.

Özellikle çok bilinen “kavimler göçü” olmasa idi Roma öyle kolayca parçalanıp yıkılmazdı.

Selçuklu ve Memluklerin yıkılmasında ve Osmanlı’nın kurulmasında doğuya hâkim olan Cengiz Han imparatorluğunun Orta Asya Türklerine baskı yapıp onları batıya sürmesinin etkisi çok fazladır.

Hatta Osmanlı bunu çok iyi değerlendirmiş, Bizans sınırında küçük bir beylikken doğudan gelen Türk göçleri ile hızla nüfusu artmış ve aldığı yerlere bu göçmen Türkleri yerleştirerek kısa zamanda başkanların hakimiyetine yürümüştür. Bu konudaki iskân politikası takdire şayandır.

 

Bu iskân politikasının sön dönemini Fatih yaşamıştır: Aldığı Arnavutluk, Makedonya, Bosna- Hersek, Kosova bölgelerinin çoğunu bu iskân politikası ile Müslüman yapabilmiştir.

Osmanlı yükselme dönemi ortalarında özellikle Kanuni zamanında aldığı onca yere yerleştirecek Türk bulamamıştır. Böylece iskân politikası aksamıştır.

 

Çözüm için gayretler sarf etmiş olmalarına rağmen başaramamışlardır: Çünkü artık doğudan göç gelmemektedir. Gelenleri de Safevi Türkleri kendi topraklarına yerleştirmiş, daha batıya göndermemiştir.

Çare Don ve Volga ırmaklarını bir kanalla birleştirip doğu Türklüğüne ulaşmaktır. Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa bu konuda çok gayret sarf etmiş olsa bile başaramamış ve Osmanlı’nın doğudan nüfus alma olayı bitmiştir.
Bu da duraklamanın sebeplerinden biri olarak gösterilir.

 

Osmanlı bu sebepledir ki Viyana kapısına dayandığı halde buralarda tutunamamış, biraz zayıfladığı an zaafları ortaya çıkmış, Avrupa devletleri de bu zaafı acımasızca kullanarak saldırdıkça saldırmıştır.

Çok rahat denebilir ki Kanuni zamanında Avusturya sınırlarına Türk yerleştirilebilse idi bugün Balkanların çoğu halâ elimizde olurdu.

Göç ve göçü çok akıllı bir iskân politikası ile yerleştirmek çok önemlidir.

DİĞER HABERLER