Horon, Kemençe ve Karadeniz Kültürü Görselleri Üzerine Eleştiriler– 8
Advert

Horon, Kemençe ve Karadeniz Kültürü Görselleri Üzerine Eleştiriler– 8

Karadeniz Manşet sitesinde, bana ayrılan köşede sekizinci yazımı sizlerle paylaşıyor olmanın mutluluğu içerisindeyim. Bu köşede bir halk oyuncunun bakış açısıyla, görsel sanatlara emek veren sanatçılarımızın dikkatlerini çekerek farkındalık oluşturmayı hedeflediğimi bir kez daha hatırlatmak isterim.

KÜLTÜR - SANAT - 2020-07-14 15:36:27

 

Karadeniz Manşet sitesinde, bana ayrılan köşede sekizinci yazımı sizlerle paylaşıyor olmanın mutluluğu içerisindeyim. Bu köşede bir halk oyuncunun bakış açısıyla, görsel sanatlara emek veren sanatçılarımızın dikkatlerini çekerek farkındalık oluşturmayı hedeflediğimi bir kez daha hatırlatmak isterim.

Bu yazıma dek, kimi zaman yüzeysel bir bakış açısıyla detayların önemsiz kılınması, kimi zamansa dikkatlerden kaçan küçük veya büyük ayrıntıların varlığı ya da ön hazırlıksız çalışmalar yazılarımın çıkışının temelindeki etkenler oldular.

Sekizinci yazıma konu olan çizimler ise bana göre bakmak ve görmek arasındaki fark nedir sorusuna en net cevap niteliğinde.

8) Gökçen Eke Karikatürlerinde Kemençe ve Trabzon’da Bir Horon Ekibi Çizimi

a) Gökçen Eke Karikatürlerinde Kemençe

Futbol Trabzon için vazgeçilmez bir tutku. Trabzonspor ise bu tutku ile büyüyen, şehrin, bölgenin adını dünyanın dört bir yanına duyuran bu toprakların bir ürünü. Haliyle Trabzonspor üzerine güzellemeler yapıldığında, Karadeniz’in imgelerine sıklıkla rastlıyoruz.

Futbol içerikli başarılı karikatürleriyle tanınan Gökçen Eke de bu imgeleri kullanan çizerlerden biri.

Gökçen Eke’nin, Trabzonspor’un Türkiye ligi ve Avrupa ligi maceralarını içeren başarılı çizimleri birçok kişi tarafından beğenildi ve Trabzonspor taraftarınca da benimsenerek sahiplenildi. Benim de ilgi ile takip ettiğim bu çizimlerde, tekrarlanan bir hata dikkatimi çekti.

Her iki karikatürde de gördüğünüz üzere ortak nesne kemençe. Dikkatli bakarsanız geleneksel Karadeniz kemençesinden aykırı olarak, her iki karikatürde de kemençeler dört kulaklı çizilmiş. Günümüzde dört kulaklı kemençe yok mu? Var, fakat bunlar yakın geçmişte çeşitli sebeplerden doğan ihtiyaçlar sebebiyle, araştırma ve geliştirme çalışmaları sonucu ortaya çıkan enstrümanlardır. Genelde kabul görmemiş ya da talep edilmemiştir. Hatta geçenlerde beş telli kemençenin yapıldığını da gördüğümü belirtmek isterim, yani bunun bir ucu sonu yok.

Gökçen Eke dört telli kemençenin varlığından haberdar olduğu için kemençeyi dört kulaklı çizmiş olmasa gerek. Canlı kanlı olmasa da hayatında kemençe görmemiş olabileceğini de düşünmüyorum. Ne olmuş olabilir, kemençeyi de kemanla bir tutup dört telinin, haliyle dört kulağının olduğunu düşünerek, bunu irdelemeden çizimlerine uygulamış olabilir mesela.

b) Trabzon’da Bir Horon Ekibi Çizimi

Karadeniz kültür varlıklarıyla çok zengin bir bölge. En eski tarihlerden bu yana, bu kültür zenginliğinin merkezinde olan şehir ise tartışmasız Trabzon. Haliyle Trabzon’un bu değerlerini bir araya getiren bir görsel oluşturmaya kalkarsanız, var olan zenginlikten ötürü seçim yapmakta zorlanacaksınızdır. Fakat horon bu görselde olmazsa olmaz olarak yerini alacaktır.           

Trabzon şehrinin merkezi olan Meydan’da işte böyle bir görsel ile karşılaşınca mutlu oldum. Uzaktan gördüğüm bu görseldeki horon ekibinin çizimini incelemek için yaklaştığımda, bu çizim bana hiç yoktan iyidir dedirtti, fazlasını değil. Çünkü beklediğimden çok uzak detaylarla karşılaştım.

Horon ekibi görselinde beni hayal kırıklığına uğratan ilk detay, horoncuların başlıkları olmuştu. Erkek horoncuların başlık çizimi sadece burada değil birçok eserde aslından çok uzak uygulanıyor, fakat burada zirve yapmış durumda. Bu eserleri ortaya koyan sanatçılar başlık detaylarını nasıl bu kadar kötü uyguluyorlar anlamakta zorluk çekiyorum.

Bu eserdeki başlıklara bakacak olursak, kimisinin başlığı huni gibi kimisinin ise adeta bir lahana yaprağı… Başlık adına birçok detay bu çizimde yokken, başlık bağlarken atılan düğüm ters tarafta bağlanmış.

Takılara bakacak olursak, sadece muska ve kemer çizilmiş, resmin büyük boyutlarda olması sebebiyle diğer takılara da kolaylıkla yer verme imkânı varken onlardan yoksun, kapısı çizilmemiş bir ev resmi gibi eksik kalmış kıyafet detayları.

Olması gerekenden daha uzun çizilen yelekte, yakalarda bulunan işleme detayları bu çizimde yok. Göz tırmalayan yelek düğmeleri başka eserlerde de olduğu gibi burada da nedense kemerden sonra yok olmuş ve çizilmemiş. Horoncuların yeleklerinin yaka detayları da birbirinden farklı, yakalanmak istenen horon ekibi izlenimini olumsuz etkileyen bir ayrıntı bu.

Ayrıca, gömleklerin daha özenli çizilebilir olduğunu düşünmekteyim. Zıpkalarda bulunan sutaşı detaylarının olmayışı, çizmelerin genel hatları ve topuksuz oluşları da bence eserde beklenen çevikliği olumsuz etkilemiş.

Kıyafet detayları bir yana dursun, horoncuların yüz hatları da beklentilerimi karşılamadı. Madem yöremizi temsil eden bir resim ortaya koyuyoruz, sıradan, silik yüz hatları yerine neden Karadeniz insanının karakteristik yüz hatlarını burada göremiyoruz? Bu demek değildir ki horoncuların hepsi Karadeniz insanı ile bütünleşen uzun eğri burunlu olsun. En azından belli temel özellikleri bazı yüzlerde görebilelim. Gözleri kapalı çizilecek kadar detaylandırılmış, horonda uyuyan bir horoncu varken, bu detayları da görmeyi talep etmek uçlara varan bir beklenti olmasa gerek.

Bunların yanı sıra, bazı horoncuların sakallı olması da bana göre eğreti durdu. Eğer resmedilmek istenen bir horon ekibi ise bilinmelidir ki halk oyunları ekipleri temsil, yarışma gibi ciddi gösterilerde bu sakal modelleri ile sahne almazlar. Fakat resmedilmek istenen bir horon ekibi değil, bu kıyafetlerin kullanıldığı geçmiş dönemde horon oynayan halk ise o zaman da geçmişteki sakal modellerini incelemek gerekir ve böylece müzisyen Arif Susam’ı hatırlatan, yakın geçmişe ait bu sakal modelinin uyumsuz olduğu fark edilecektir.

Geleneksel Karadeniz kemençesinin dört kulağı, horoncuların başlıkları, horoncuların kemerlerinden sonra yok olan yelek düğmeleri ve daha niceleri… Kimileri bu ayrıntıları dikkate değer bulmayabilir. Ben öyle düşünmüyorum çünkü bu ayrıntıların birçoğu sürekli tekrarlandığı gibi bir araya geldiklerinde de eserlere karşı olan beklentilerimi karşılamıyorlar.

Tabi beklentiler “Var mı? Var. Çizildi mi? Çizildi.” ise o zaman bunları değil uzun uzadıya yazmak, konuşmak bile anlamsız.

Bir sonraki yazıda tekrar buluşmak dileğiyle…

DİĞER HABERLER