Trabzonspor'da çözüm iki turlu seçim sistemidir
Bülent Şirin

Trabzonspor'da çözüm iki turlu seçim sistemidir

Advert

Trabzonspor’da kongre yaklaşıyor. Her kongre öncesinde olduğu gibi kulisler kaynıyor, pazarlıklar sürüyor, listeler şekilleniyor, adaylar da ortaya çıkıyor.
 
Görünen o ki yine çok adaylı bir kongreye şahit olacağız. Buna üzülmeye, darlanmaya gerek yok; çünkü bu bir sebep değil sonuç. Bir camianın bünyesi çok adaylı kongreyi doğuruyorsa, zorlama yöntemlerle az adaylı kongreye gitmeye çalışmanın fayda getirmeyeceği bilinmelidir.
 
Evet, sebep değil sonuçtur. Bu sonuçtan memnun değilsek, camianın bünyesinden kaynaklanan kronik problemleri çözmeye çalışmalıdır, yani sebepleri… “Haydi öpüşün, kucaklaşın. Birlik beraberlik içinde olun. Tek bilek, tek yürek, tek aday, gümbür gümbür aydınlık geleceklere…” söylemi hiçbir derde deva olmamaktadır, zira problemin gerçek çözümüne dair en ufak bir şey söylememektedir.

1989’daki “adaysız” kongreyi görmüş –ve unutmamış- biri olarak çok adaylı kongreden camianın çoğunluğu kadar rahatsız olmuyorum ama bu ortada bir problem olmadığı anlamına gelmiyor tabii. “Ne yapalım, camianın kimyası böyle. Değiştiremeyiz, bununla yaşamaya alışacağız” demek olmaz. O halde ne yapmalı?

Uzun vadede yapılması gereken demokrasi kültürünün benimsenmeye ve benimsetilmeye çalışılması. Tabii yanı sıra kulüp üyeliğinin teşvik edilmesi, üyelik sayısında derinliğin sağlanmaya çalışılması, kulüp aidiyeti bilincinin yükseltilmesi. Bu saydığımız konularda Trabzonspor camiasının durumunun pek de parlak olduğu söylenemez.

Geçenlerde bir Trabzonspor toplantısı öncesinde mekâna gelenlerle sohbet ediyoruz. Bir tanesi, “falancayla filanca bir olmuşlar, başkanı devirmeye çalışıyorlar” şeklinde bir ifade kullandı. Fakat gelen giden çok olduğu için hoş beş arasında konu kaynadı gitti.

Bahsini ettiği “devirme” eyleminde illegal bir unsur yoktu. Silahlı darbe yapmıyorlardı, tehdit etmiyorlardı, şantaja başvurmuyorlardı. Tüzüğün gösterdiği ve izin verdiği usullerle kulübü kongreye götürüp, yönetimin değiştirilmesiydi yapılmaya çalışılan şey. Demokrasiyle işleyen bütün sistemlerde bulunması gereken bir emniyet supabıydı bu. Seçilen kişi ya da ekip, bir sonraki seçime kadar keyfince uygulamalara sapmasın diye konmuş bir kontrol mekanizmasıydı. Ama sevgili hemşehrimiz, mevcut başkan ve yönetimin başarısız icraatini suni ve asılsız bir mağduriyet (!) hikâyesiyle affediveriyordu. Kulübün borcu boyunu aşmış, takım saha içinde ve dışında perişan, itibar dibe vurmuş ama hiçbirinin önemi yok. Çünkü başkanı devirmeye çalışıyorlar.

Bu zihniyet münferit bir arıza olsa o kadar da önemsemek gerekmiyordu belki; ancak ne yazık ki genel bir hastalıktı. İmza toplama sürecinde eski (ve muhtemelen yeni yönetimde de yer alabilecek) bir yönetici bu girişimin ihanet olduğunu haykırmıştı.

Yani çook uzun bir yolumuz var ve herkes layık olduğu şekilde yönetiliyor. O halde sabır ve gayretle camianın demokrasi bilincini yükseltmeye çalışacağız. İstenen düzeye gelinceye kadar da çıkacak sonuçlara katlanacağız. “Ben küstüm, oynamıyorum” yok. Bu, uzun vadede yapılması gereken. Kısa vadeye gelince:

Eğer mevzuatta bir engel yoksa, Trabzonspor kongreleri çift turlu seçim sistemine göre yapılmalı, bunun için gerekli düzenleme kimin yetkisindeyse bir an önce gerçekleştirmelidir. Geçen seçim beş adayla yapıldı. Geçerli oyların yüzde 21’yle bile seçilebilirdi bir liste. Mesela 10 aday girse bu oran yüzde 11’e düşecek. Böyle şey olur mu?

Yazının başında dediğimiz gibi, öbür türlü böyle uğraşıp dururuz. Yok ortak liste yapın, yok bir araya gelin, yok bütünleşin. Her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır. Farklı ve kendi içinde uyumlu ekiplerde çok başarılı olabilecek insanlar, bir araya geldiklerinde uyumsuz kalabilirler ve ortaya başarısız bir tablo çıkar. Ondan sonra başlar her zamanki terane: Ne olacak bizim hallarımız böyle, herkes kendi egosunun tatmini peşinde, kimse kimseyi dinlemiyor, bizim Trabzon’da herkes lider, bölündük, parçalandık, un ufak olduk…

Hiç gerek yok. Getirirsin iki turlu seçimi, kaç aday olursa olsun bir tanesi yüzde 50+1 oy alamazsa ikinci tura en fazla oyu alan iki aday kalır, delege kendine daha yakın bulduğu bir tanesini seçer, seçilen de kendi ekibiyle kulübü yönetir. Yoksa böyle hayatta bir araya gelmemiş ve gelmek de istemeyen adamları “uzlaşın, ortak liste yapın, bir olun, beraber olun” diye diye zorla bir listeye tıkıştırırsan santim santim küçülürsün, günün birinde hepten tükenirsin de farkına bile varmazsın.

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg