Horon, Kemençe ve Karadeniz Kültürü Görselleri Üzerine Eleştiriler – 2
Uğur Ulu

Horon, Kemençe ve Karadeniz Kültürü Görselleri Üzerine Eleştiriler – 2

Advert

Başta horon ve kemençe olmak üzere, yöre kültürümüzü konu alan görsellerde, bir halk oyuncu olarak, dikkatimi çeken eleştiri detaylarını sizlerle paylaştığım bu köşede, bu sefer sosyal medyada, etkinlik afişlerinde, çeşitli alanlarda sıklıkla karşımıza çıkan bir karikatürü inceleyeceğim.

Karikatürler abartılı çizimleri barındıran resimlerdir. Eleştirilerimde bunu göz önünde bulundururken, inceleyecek olduğum bu karikatürün, çok abartı içermediğini, bu yüzden de birçok alanda karşımıza çıktığını düşünüyorum.

İlk yazımda da belirttiğim gibi yazılarımın amacı, yöre kültürümüz üzerine olan görsellerde sürekli tekrarlandığını fark ettiğim hataların, aksaklık ya da eksikliklerin önüne geçebilmek ve bu konuda bir farkındalık oluşturabilmek.

Katkı sağlamak ümidiyle...

2) Bir Harun Yavruoğlu Karikatürü

Bu görsel, geçtiğimiz günlerde aramızdan ayrılan merhum Harun Yavruoğlu tarafından çizildi. Yakınlarına ve sevenlerine baş sağlığı dilerken, ardında bıraktığı eserler için teşekkürü bir borç bilerek, kendisini saygı ve rahmetle anıyorum.

Bir fenomen haline gelen bu görsel, birçok alanda karşımıza çıktı. Horoncu figürleri tek başına logo olarak değerlendirildi, konser, kurs, etkinlik duyuruları bu görselin süslediği afişlerle yapıldı.

Genel bir gözlem yaptığımda şunları söyleyebilirim; çoğu görsele göre horoncuların başlığı daha doğru çizilmiş, başlıktaki püskül detayı işlenmemiş fakat sonuçta bu bir karikatür ve ölçeğinin de küçük olduğunu düşünürsek bu detayın yokluğunu hoş görebiliriz. Dağların, taşların horona dayanamadığı bu karikatürde, takı olarak muska, saat zinciri ve bıçak çizilmiş. Siyah renk hâkim olduğu için çoğu detay belirsiz.

Yine de var olan detaylara bakacak olursak, muskanın normalde olması gerekenden biraz daha yukarıda olduğunu ve muska zincirinin eserde çizilmediğini söyleyebilirim. Saat zinciri ise şu ana kadar incelemiş olduğum diğer görsellerde de sık sık karşılaştığım gibi, yanlış olarak, bir uçtan bir uca simetrik olarak çizilmiş. Ne yazık ki bu yerleşim hatası bazı halk oyunları ekiplerince de yapılmakta.

Geçmiş dönemin giyim kuşamını temsilen, bir halk oyunu ekibinin kostümünü gözünüzün önüne getirin. Yeleğin üzerinde, göğüs kısmında görmüş olduğunuz zincirler, köstekli saatleri temsil etmektedir. Bu zincirler genelde, yeleğin sağ üst köşesinden, yeleğin sol dış köşesinin ortasına doğru sarkmaktadır. Buradaki mantık şudur, sağ köşede saati tutan zinciri sabitler, sol köşede ise koltuk altınızın biraz aşağısında bulunan, yeleğin cebine saati yerleştirirsiniz.

Halk oyunları ekiplerinin kullanmış olduğu takılar, gerçek değil göstermelik olduğu için halk oyunları ekiplerinin zincirlerinin ucunda saat bulunmaz. Bu yüzden, yukarıda belirttiğim detayın farkında olmayan kimi ekip eğitmenleri ya da kimi oyuncular gözlerine hoş geldiği için, çizimde olduğu gibi, zinciri simetrik olarak sağ üstten sol üste yerleştirebiliyorlar. Bu durumda zincirin ucunda olduğunu var saydığımız saat bir cebe yerleşmiş olmuyor ve mantık hatası böylece vücut buluyor.

Yani, çoğu görselde rastlamış olduğum bu yerleşim hatasında ne yazık ki biz halk oyuncuların da payının olduğu ortaya çıkıyor.

Görselde bıçak detayı da işlenmiş. Bu keskin bir kural değil fakat genelde bıçak kemerin sağında değil solunda yer bulur. Bunun sebebi genelde silahların sağ elde kullanılıyor olmasıdır. Haliyle bıçak sağ el ile kullanılıyorsa, bıçağı kemerin soluna yerleştirmek daha pratik olacaktır.

Genel özellikleri yansıtan bu çizimde, horoncu figürleri siyah bir gölge gibi çizildiği için çoğu detayı inceleme imkânı bulamadım. Fakat Akçaabat Belediyesi’nin logosunu incelediğimde aynı horoncu figürlerinin, daha belirgin detaylarla bu logoda işlendiğini fark ettim. Muhtemelen bu logodaki horoncular da Harun Yavruoğlu’na ait ya da kendisinin çizimi üzerinden bu logo oluşturulmuş.

Daha belirgin detayları bulunan Akçaabat Belediyesi’nin horoncu figürlerini inceleyecek olursak gözüme çarpan ilk detay şu oldu, kemer yeleğin altında kalmış. Normalde yelek bel seviyesinin biraz daha aşağısına uzanarak, kemerin altında kalmalıydı. Diğer görsel bir gölge gibi olduğu için orada bu detay anlaşılmıyor, fakat muhtemelen orada da durum aynıydı.

Yöremizdeki geçmiş dönemin erkek kostümlerine bakarsak, böyle bir yelek kesimine pek rastlayamıyoruz. Çizimdeki yelek, günümüzde kullandığımız klasik bir takım elbisenin ya da cumhuriyet sonrası döneminde yöremizde de giyilen kıyafetlerdeki yelekler gibi işlenmiş.           

Geçmiş dönemin yeleklerinin sağ ve sol ön parçaları orta yerde buluşmuyor, haliyle siyah yeleği beyaz gömlekten ayıran çizgi detayı, bu görselde olduğu gibi “V” değil, yarım bir çember ya da bir yay gibi beliriyor. Geçmişin yeleğinin ön parçaları neredeyse birbirlerini örterek birleşiyor. Göğüs hizasında boylu boyunca düğmelerin olmasının sebebi de budur.

Ayrıca şu detayı da belirtmek gerekirse, hem yeleğin ön parçalarının birbirini sarması hem de yeleğin kemerin altında kalması sebebiyle, çizimde olduğu gibi, bel seviyesinde gömlek detayı gözükmez.

Detayların daha belirgin olduğu bu çizimde, takıların yüzeysel kaldığını da söyleyebilirim. Muska normalde yeleğin üzerinde kalmalıydı. Hem muskada hem de hemayil adı verilen, yeleğin sol altında görülen bu takının zincir detayı görselde bulunmuyor. Zaten küçük ölçekli olan bu çizimde bu takıların zincirlerinin detaylarının olmaması anlaşılabilir bir eksiklik ama yine de göz bunları arıyor.

Köstekli saatin zincir detayı da diğer görselde olduğu gibi yine simetrik kalmış bu yüzden çok detaya girmiyorum. Yalnız şunu ilave edebilirim bu sefer çok daha dar bir alanda bağlanmış. Ayrıca diğer takılar beyaz renkle çizilirken, muska yeleğin üzerine gelmeyip beyaz zeminde kaldığı için zemin siyah çizilmiş. Bu detay da bir uyumsuzluk olarak karşımıza çıkıyor.

Akçaabat Belediyesi’nin logosunu inceledikten sonra, Trabzon’un diğer belediyelerinin de logolarına bakacak olursak, sadece Tonya ve Şalpazarı Belediyelerinin logolarında horoncu figürlerine denk geliyoruz. Şalpazarı Belediyesi’nin logosunda horonculara bir kemençeci de eşlik etmekte. Bu figürler, logoda bulundukları kompozisyondan ayrı düşünüldüğünde, bence horon üzerine bir çağırışım yapmıyorlar. Yine de, bir halk oyuncu olarak, ilçelerimizi, belediyelerimizi temsil eden logolarda horon ve horoncu figürlerini görmüş olmayı değerli buluyorum.

Sona gelirken, ilk yazımdan sonra görmüş olduğum ilgi ile çok mutlu olduğumu belirtmek istiyorum. Bunun için, kıymetli aileme, değerli arkadaşlarıma ve saygı değer büyüklerime çok teşekkür ediyorum. Göstermiş olduğunuz ilgiye layık olmam dileğiyle.

Görüşmek üzere.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg