İsteyince Oluyormuş
Ali Kandemir

İsteyince Oluyormuş

Advert

Yazıma başlarken; yeni eğitim-öğretim yılının başta öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz olmak üzere hepimiz için başarı ve huzur içinde geçmesini diliyorum.

Daha önceki yazılarımda öğrenme faaliyetlerinin sadece okulların çevrili duvarları arasında kalmaması gerektiğini, özellikle müzelerimizin eğitim ortamlarına dönüştürülmesinin yerinde olacağını ve müzelere girişin kolaylaştırılmasını önermiştim. Bugün Kültür ve Turizm Bakanlığının üniversitelerin sanat tarihi ve arkeoloji bölümlerinde okuyan öğrencilerin müze ve ören yerlerine girişleri ücretsiz hale getireceği yönündeki beyanlarını gördüm. Benim için sevindirici bir haber oldu. Dileğim müzelerden ücretsiz yararlanacaklar yelpazesinin genişletilmesi.

Yine yazılarımda zaman zaman özellikle üniversite öğrencilerine yönelik olarak, hayatlarının önemli bir dönemini geçirdikleri şehrin tarihini, kültürünü ve doğasını tanımaya yönelik derslerin olması gerektiğinden söz etmiştim Ayrıca  ilk, orta ve lise öğrencilerinin bulundukları kenti daha iyi tanımaları, kitaptaki teorik bilgilerin önemli bir kısmının pratik hayatta karşılıkları olduğunu özümsemeleri için ödevlerin caddeden, çarşıdan, pazardan da olması gerektiğini sizlerle paylaşmıştım. Bu sene Milli Eğitim Bakanlığı okullarda okutulmak üzere “Kentimiz” adlı seçmeli derse yönelik olarak illerde kurulan komisyonlar marifeti ile kitap hazırlıklarına başlamıştır.

Yukarıda aktarmaya çalıştığım gelişmeler beni ziyadesi ile memnun etmiştir. Bu gelişmeler benim yazılarım üzerine olmamıştır. Gerçek sorunlarımız üzerine odaklanıldığında ve ortak akla önem verildiğinde gerisi çorap söküğü gibi kendiliğinden gelecektir.

Benzeri uygulamaların yaygınlaşması öğrencilerimizin zihinlerine yer etmiş “bilinmesi ve öğrenilmesi gerekenler sadece kitapların sayfaları arasında yer almaktadır” düşüncesini yıkacak, “bilinmesi ve öğrenilmesi gerekenin içinde bulunduğumuz ve hayatımızın her anını etkileyen çevremizde olup biten her şeyin ta kendisi” olduğunu anlamalarını sağlayacaktır. Böylece çocuklarımızın karşılaştıkları birçok olguya karşı merak duyguları gelişecek ve böylece öğrenmenin hazzına vakıf olacaklardır. Etkili öğrenmek haz almayı gerektirir. Haz almak ise öğrenmek için gerekli motivasyonun sürekliliğini sağlayacaktır.

Zeki! olarak tanımladığımız öğrencilerin kitabi bilgilere dayalı olarak sorulan bütün sorulara cevap vermesine karşın şehrinden bihaber olmasını nasıl izah edebiliriz? Öğrencilerimizin caddesine, sokağına, şehrine, toprağına, suyuna karşı gözünü kapatan, kulağını tıkayan, eğitime eğitim denir mi?

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg