Sorun para değil
Ali Kandemir

Sorun para değil

Advert

 

Başlık paranın kalkınmamız için önemsiz olduğunu vurgulamak için değil, paradan daha önemli şeylerin olduğunu belirtmek içindir. Paradan daha önemli şeylerden üçü; sistematik düşünmek, bütüncül yaklaşmak ve devamlılıktır. Bu üçlüyü rehber edinmiş bireyler ve kurumlar oluşturmak başta eğitim sistemimiz olmak üzere bütün yaklaşımlarımızın temel amaçlarından birini oluşturmalı.  Yenilikçi fikir ve uygulamaların ortaya çıktığı ve istikrarın olduğu toplumlarda bu üçlü her zaman iş başındadır. Başarılı işlerin altında bu üçlünün birlikteliği vardır. Bu üçlünün olmayışı veya aralarındaki ilişkinin zayıflığı her bakımdan israftır. Aksi halde iyi niyetli çabalarımıza rağmen, sonuç başarısız hamlelerimizin oluşturduğu işlerin listesinden öteye gidemez. Konunun önemine ilişkin birkaç örnek vermek isterim.

Ülkemizin en önemli zenginliklerinin başında doğal bitkisel zenginliği gelmektedir. Bu zenginlikten yeterince yararlandığımızı söylemek mümkün değildir. Zenginlikten yararlanma biçimimiz genellikle bitkileri doğadan toplamak, geleneksek birkaç işlemden geçirerek tüketmek veya yurt dışında katma değeri yüksek ürünlere dönüştürülmek üzere bitki ticaret ile uğraşanlara satmaktan ibarettir. Ülkemizde bazı ekonomik bitkilerin üretimini teşvik etmek amacı ile ilgili bakanlıklar tarafından önemli destekler olmasına karşın, üretilen bitkinin ülkemizde işleneceği sanayinin gelişmemiş olması nedeniyle verilen üretim destekleri anlamsız hale gelmektedir.

Başka bir örnek olarak; son yirmi yılda ülkemizde popüler hale gelen genetik mühendisliği alanında hatırı sayılır oranda yeni bölümler açıldı veya eski bölümler adını değiştirerek genetik mühendisliği görünümüne büründü. Bu popüler alandan mezun olan zeki öğrencilerimiz ülkemizde genetik mühendisliği ile ilişkili ar-ge alt yapısının kurulamamış olması nedeniyle bilime olan inançlarını kaybetmiştir. Hayatlarını idame ettirmek için başka alanlara yönelmek zorunda kalmışlardır.  İmkânını bulan ise beyin göçü olarak başka ülkelerde soluğu almıştır.

Yine ülkemizde okulöncesi, ilköğretim ve orta öğretim kurumlarına devam eden ve üstün veya özel yetenekleri olan öğrencilere, bireysel yeteneklerinin bilincinde olmalarını ve kapasitelerini geliştirerek en üst düzeyde kullanmalarını sağlamak için Bilim ve Sanat Merkezlerinde eğitimler verilmektedir. Kendilerine verilen bu eğitimlerin ve yönlendirmelerin mezuniyetleri sonrası işe yarayacağı yapıyı henüz kuramadık. Bu eğitimlerden etkilenerek kimya, biyoloji, fizik veya matematik alanında bilim insanı olmak isteyen öğrencilerimiz ülkemiz koşullarında işsizliğe aday oldukları gerçeği ile karşı karşıya kaldıklarında hayal kırıklıklarını nasıl telafi edeceğiz?

Birçok kırsal kalkınma hamlesi kapsamında ülkemizde hayvancılığın geliştirilmesine yönelik önemli destekler verilmektedir. Bu destekler sonucu üretilen sütün pazarlanması ve işlenerek değeri daha yüksek ürüne dönüştürülmesi için gerekli altyapı ve organizasyonun önceden hesap edilmemesinin yol açtığı maddi kayıpların oldukça fazla olduğunu düşünüyorum. Maddi kayıpların yanında, ürettiklerinin refahlarına katkıda bulunmadığını gören köylülerimizin üretim için kaybolan motivasyonları nasıl geri getirilecek?

Bu örnekler uzayıp gider. Amacımın olumsuzluk tellallığı yapmak olmadığını özellikle belirtmek istiyorum.  Sistematik düşünmek, bütüncül yaklaşmak ve devamlılık içermeyen, bütün alanlara az-çok sirayet etmiş “yöntem” anlayışımızın doğurduğu olumsuz sonuçlar konusunda dikkat çekmek istedim. Her zaman zincirin bir veya birkaç halkasını ihmal etmek gibi bir çalışma yöntemimiz var.  Bunun çözümü ise  anlayış değişiklikleri gerektirmektedir. Anlayışları değiştirmek ise eğitim sisteminin temel amacı olup, uzun zaman gerektirmektedir. Önemli olan eksiklikleri görmek ve çözümü için “bismillah” deyip başlamaktır. Ülkemizde her alanda verim düşüklüğünün nedeninin para olmadığı, sorunun temelinde anlayış ve anlayışa bağlı yöntem sorunu olduğu bilinmelidir.

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg