Trabzon kurtuldu da sonra ne oldu?
Bülent Şirin

Trabzon kurtuldu da sonra ne oldu?

Advert

 

24 Şubat 1918 tarihi, Trabzon’un Rus işgalinden kurtuluş tarihi kabul edilir. Ne zamandan beri kabul edilir, ne zamandan beri kutlanmaya başlanmıştır? Trabzon gerçekten kurtulmuş mudur? Müsaadenizle biraz gerilere gidelim, bakalım karşımıza ne çıkacak…

Tam 10 yıl önce Rusya’nın Trabzon konsolosu Oleg Loginov günebakış gazetesini ziyaret etmiş ve önemli şeyler söylemiş. Özetle, bölgede düzenlenen kurtuluş günü etkinliklerinde özellikle Ruslara karşı son derece rahatsız edici konuşmalar yapıldığını, bu kutlamaların Atatürk ve İnönü dönemlerinde değil de Türkiye’nin NATO’ya üye olmak istediği 1948 yılında başlamasının anlamlı olduğunu, bölge insanının Ruslara karşı özel bir soğukluk ve ilgisizlik duyduğunu, Rus turistlerin çok yakın olduğu halde bu bölgeye fazla ilgi göstermediğini, hâlbuki iki komşu ülkenin özellikle kültürel ve sanatsal faaliyetler kanalıyla daha sıkı ve samimi ilişkiler geliştirmesi gerektiğini vurgulamış.

Tabii ebediyete akıp giden 10 senede köprünün altından çok sular aktı. Rusya ile ilişkilerimiz haylice düzeldi, sonra çok kötü bozuldu, sonra tekrar rayına girdi. Bu tarihte hep böyleydi, kuvvetle muhtemeldir ki bundan sonra da böyle gidecek.

Konsolosun söyledikleri son derece önemli. Başta 1948 vurgusu, sonra özellikle kültürel ve sanatsal faaliyetler kanalıyla daha sıkı ve samimi ilişkiler geliştirmesi konusu. Acaba kültür ve sanatta daha sıkı ve samimi ilişkiler geliştirilebilmiş olsaydı, 500 yıllık komşumuzla daha mı az sorun yaşardık dersiniz? Bence üzerinde düşünmeye değer…

99 yıl önce Ruslardan kurtulduk ama nasıl kurtulduk? Kendi iradeleriyle çekip gittiler de öyle. Kalıcı olmak için gelmişler ve bölgede imar faaliyetleri gerçekleştirmişlerdi. Bazı binaları hâlâ kullanılıyor bildiğim kadarıyla. Yine o günleri çocuk yaşta da olsa yaşayan büyüklerimizden dinlediğimize göre halka çok da kötü davranmamışlar. O zaman küçük bir çocuk olan rahmetli babaannem, “Uşağım, bize kötülük etmediler. Upuzun, sarı sarı askerlerdi. ‘Baramçuk, baramçuk’ diye bizi çağırır, başımızı okşar, bize şeker vs. verirlerdi” demişti. O zamana kadar inanılmaz bir vahşet uyguladıklarını sanan ben de şoke olmuştum.

1918’de Ruslar gitmiş, Trabzon kurtulmuş, Cumhuriyet kurulmuş da Trabzon nasıl bir 99 yıl geçirmiştir? 20. Asrın başında, Osmanlı’nın son döneminde nasıl bir Trabzon vardı? İmparatorluğun önemli merkezlerinden biri olan şehir bugüne kadar neden bu kadar göç vermiştir? Rejim neden Trabzon’a ve Trabzonlulara hep yan gözle bakmıştır? Ne kadar devlet yatırımı almıştır? Bölge yeni sistemde vilayetlere ayrılmıştır da bu bölgenin lehine mi aleyhine mi olmuştur? Bölgede bir kimlik parçalanması ve bunalımı yaşanmamış mıdır? Halen yaşanmamakta mıdır? 1. Dünya Harbi’nde Osmanlı’nın Yemen’de bile askeri varken bölge gözden mi çıkarılmıştır ki Ruslar karşılarında sınırlı milis güçlerinden başka bir direniş gücü görmemiştir? Cumhuriyet döneminde demiryolu Samsun’dan öteye sahil boyu gidecekken neden birden bire esrarengiz bir şekilde Anadolu’nun içerlerine doğru kıvrılmıştır? Sebebi sadece bölgenin elverişsiz coğrafyası mıdır?

Bu soruların sorulup cevaplarının bulunmasının zamanı gelmiş ve geçmektedir. Önce şu Trabzon’un tarihini anlatırken 10 bin yıl öncesinden başlayan tarihçilerimiz noktayı 1923’te koymaktan vazgeçsinler de biraz da son 100 yılı inceleyip bize anlatsınlar bakalım. Belki doğru yerden başlamak için münasip bir yöntemdir.

DİĞER YAZILAR
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg