Çağdaş şehrin en önemli özelliği ‘onda yaşayan insanlarını’ mutlu etmek için her şeyi en ince teferruatına kadar dizayn etmiş olmasıdır.
Peki, bugünkü dünyamızda ki çağdaş şehirler öyle mi?.
Bir başka değişle: modern şehirler insanını mutlu edebiliyor mu?.
Önce şunu açıkça söylemek gerekir ki Batı’daki şehirler bu bakımdan Doğu’dakilerden daha iyi ve daha şehir, daha şanslı.

Batı’daki şehirlerin bir sürü problemi var, doğru.
Peki ya Doğu’dakiler: onlar ise yerde sürünüyor…
Doğu dedikse aslında Japonya’yı bundan ayırmak lazım.
Japonya’nın iki büyük şehri dünya şehirleri sıralamasında ilk altıda…
Başşehir Tokyo 38 milyon ile dünyanın en kalabalık şehri.
Diğeri 20 milyon nüfusuyla Osaka…
Bu, dünyanın en kalabalık şehirlerinde insanlar çok da büyük problemler yaşamıyor.
Japonya bu şehirlerde birçok meselesini halletmiş…
Yani Şehirleşme konusunda Japonya örnek alınabilecek devletlerin başında gelmektedir.

Batı’da: en kalabalık iki şehir New York ve Meksiko City… İkisi de 20 milyon civarında…
Bunlardan: New York da, kısmen örnek alınabilecek bir şehir...
Çin’in Şanghay ve Pekin’i de 20 milyonun üzerinde. Fakat, ikisi de tam doğu şehirleri özelliğinde.
Delhi, Bombay, Dakka, Karaçi Doğu’nun en kalabalık, en problemli şehirleri.
İnsanlar buralarda resmen sürünüyor…

Dünyada: 15 milyonun üzerinde 20 civarında şehir var…  
Bunların arasında yaşanabilirlik oranı ise % 10’u geçmiyor. Yani 20 şehirden Tokyo, Osaka, New York ancak yaşanabilir konumda… Diğerlerinde insanlar maalesef aç ve sefil olarak perişan halde varlıklarını sürdürebiliyor…

Bu 20 şehir içinde İstanbul ve Kahire de var. Bunların yaşanılabilirlik oranı Doğu şehirlerine göre çok çok daha iyi tabii…
Ama yeterli değil.
Şehir, modern insanın ihtiyaçlarını tam tamına karşılamalı…
Bugün, hiçbiri tam olarak karşılayamıyor…
 
İstanbul, dünyanın 15. kalabalık şehri. Bizim de gözbebeğimiz…
Türkiye’nin AR-GE’sinin %80 burada…
İcat eden, üreten yeni şeyler keşfeden beyinlerin çoğunun burada toplandığını düşünürsek bu güzel şehrimizin önemi daha da artar. 

O zaman bu şehirdeki bu üretken insanların, bu öncülerin en iyi şekilde yaşaması, zamanı en iyi kullanabilir ortamın onlara hazır edilmesi, ihtiyaçlarını en hızlı şekilde tedarik etmelerinin sağlanması gerekmez mi!?.
Yani, yarım saatte gideceğe yere iki saatte gitmemesi… Hatta daha hızlı hatlarla yarım saatlik yollarının 15 dakikaya düşürülmesi, gerekmez mi?.

AR-GE de çalışan insanlarımıza çok zaman veremezsek Türkiye olarak çağın gerisinde kalacağımız bir gerçektir.
O yüzden Ülkemizin en kalabalık şehri İstanbul’un en önemli sorunu: ulaşımdır.
İkinci sorunu da: konut’tur. Çünkü bu insanlar konutlarında da rahat etmeli.
Üçüncü sorun insanların gezip hava alacağı, eğlenebileceği, rahat edebileceği mekânlardır…

Bunlar acilen bu şehrin insanlarına sağlanmalıdır… 
Bunun için çok acil önlemler almalıyız ve belki de gönüllü seferberliği ilan etmeliyiz…
 
Bu konu üzerinde duracağım…