Ağasar Kültürü Dünya Kültür Mirasları arasına alınmalı

Ağasar’ kültürünün popüler kültürün tehdidi altında olduğunu söyleyen Hasan Köse, Ağasar Kültürü’nün “Birleşmiş Milletler Dünya Kültür Mirasları” arasına alındığı takdirde kurtulacağını, bunun için de gerekli çabanın gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

Ağasar Kültürü Dünya Kültür Mirasları arasına alınmalı
Ağasar Kültürü Dünya Kültür Mirasları arasına alınmalı Admin
Advert

 

Tarihçi-yazar Hasan Köse, AHOD (Ağasar Halk Oyunları Derneği) Gecesi’nde Ağasar Kültürü’nün dünü, bugünü ve yarını hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Ağasar’ın otantik kültürünün, dünyanın her yerinde benzer örneklerde olduğu gibi popüler kültürün tehdidi altında olduğunu söyleyen Hasan Köse, yabancı ülkelerde bu tehdit karşısında kültür sahiplerinin radikal tedbirler aldığını yine örneklerle açıkladı. Hasan Köse, Ağasar Kültürü’nün “Birleşmiş Milletler Dünya Kültür Mirasları” arasına alındığı takdirde kurtulacağını, bunun için de gerekli çabanın gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

Konuşmasında yer yer sert eleştirilerde de bulunan Hasan Köse, özetle şunları söyledi:

Kök hücreden çalışan kalp üretildi. Bu insanlık için çok büyük bir ilerleme ve kalp nakli bekleyen hastalar için büyük bir müjdedir. Kültürü yozlaşan her millet kanserli organın normalin dışında ödem ve kist üretmeye başlamasıyla an be an ölüme yaklaşması gibi hastalanır ve ölür.

Kucağımızda büyüttüğümüz çocuklarımız genetik olarak bizim. Peki, çocuklarımız dil, kültür ve kimlik olarak da bizim mi? Yoksa hissediş ve varoluş itibarıyla başka milletlere eleman mı yetiştiriyoruz?

1960’larda gurbetçi olarak Avrupa’ya gidenler, hemen hemen gittikleri gibi değişmeden geldiler. Onların çocukları yarı yarıya alkolik olarak döndü, alarm zillerini çalmadık! 1990’larda ilk kuşağın torunları genç olarak gelmeye başlayınca gördük ki; bırakın dini-töreyi Türkçe konuşmayı bilmiyorlar. 2000’li yıllarda burada öz vatanımızda yetiştirdiklerimiz ise dedemizi geçtik, bizim örfümüzden, kendi töresinden utanıyor!

1960’larda Avrupa’ya komşumuz Yunanistan da işçi gönderdi. Fakat gittikleri yerde kilise olarak bağlılıklarını korumak şartıyla her 100 işçiye bir de rahip gönderdiler… Türkiye ise 1980’den sonra İmam Hatipler göndermeye başladı ve onların da maaşlarını 2000’lere kadar Suudi Arabistan Rabıta Vakfı ödedi!

Konumuz kültürlerin din ve inanç eksenli geçişim ve yok oluşları değil, fakat etkisini de hatırlamakta fayda var.

Avrupa birçok meselede olduğu gibi kültürel varlıklarına da sahip çıkma konusunda da bizden ileri durumdadır. Bu konularda Avrupa’dan iki örneğe, İtalya ve Fransa’ya bakalım: İtalya’nın Verona Kenti Belediye Meclisi, geçen ay Türk Kebabı satışını yasakladı. Buna karşı çıkanlar olsa da belediye başkanı yasağı savunmaya devam ediyor. Belediye Başkanı Flavio Tosi, “Bu önlem sayesinde, kentin onuruna zarar veren yiyecekler hazırlayan ve satan işletmelerden kurtulacağız, Verona’ya insanlar bizim kültür ve tarihimizi görmek, damak zevkimizi tatmak için geliyorlar, kültürümüzün yozlaşmasına göz yumamayız” diyor.

Değerli Ağasarlılar!

Kadırga, Sis ve Hıdırnebi’de hamburger yeniyor ve kola içiliyor. Şurası kesin, milli asaletimizi ve asabiyetimizi kaybettik. Çingenelikte Romanları solladık…

Fransa’da bir müzik parçasını halka açık alanlarda icra edebilmeniz, ses araçlarıyla çoğaltabilmeniz için Kültür Bakanlığından “Fransız kültürüne uygunluk belgesi” almak zorunludur. 1961’de Amerikalıların aya ilk yolculuğu yaptıklarıyla ilgili haberler Fransa’da üç gün yasaklanıyor. Bu sürede haberde geçecek olan tüm İngilizce kelimelerin Fransızca karşılığı bulunup, basın ve yayın organlarına dağıtılıyor ve onlar da haberleri bu kelime ve kavramlarla veriyor! Yorum sizin…

Bu gecenin konusu, milli kültürümüzü oluşturan yerel kültür havzalarımızdan Ağasar’ın folklorik değerlerinin korunmasıdır. Ağasar, eğer yukarıda vermeye çalıştığım akıl ve bilim ışığında otaktik değerlerini koruyabilirse, 10-15 yıl içinde “Birleşmiş Milletler Dünya Kültür Mirasları” arasına girmeye aday gösterilebilir.

Sevgili Ağasarlılar!

Bozulma dilde başlar. “Horon” değil “horan”dır. “Kız horonu” değil, “horipsin”dir. Kadırga şenlik ya da otçusu şenliği değil, “otçu”dur. Hıdırnebi “şenlik” değil, “dernek”tir. Sis “şenlik” ya da “Siz otçusu” değil, “gaynak”tır.

Dernek halk oyunları ekipleri figür uydurmaz. Figür uydurursanız bu “dans grubu” olur. Asla halk oyunları ekibi veya horipsin ekibi olmaz.

Ekip olmak için figür gerekiyorsa uydurulmaz. Folklorik bilimsel ölçütleri ışığında komşu köylerden; olmadı ilçelerden ve illerden alınır. Figür uydurularak kurulan ekiplere halk oyunları ekibi demek yozlaşmadır. Kendi kültürüne ihanettir.

Şapka, zipka, yelek ve kulaklı gömlek gibi ecnebi kıyafetler giyenleri yaşayan horancılar olarak kabul etsek de halk oyunları ekibi, otantik ekip diyemeyiz, desek desek nostaljik horan ekibi deriz.

Pop, rap, hipap, caz veya tango ne söz ne anlam ne figür ne de danslarıyla bizi temsil etmez, edemez. Bunların hiçbirinde “uyan uyan sabah oldu, namazını kıl fadimem” demez. “Alacağam gız seni, telli duacuğula” demez.

Muhterem Ağasarlılar, değerli misafirler!

Cenaze evinde horan olamayacağı gibi Ramazan Bayramı’nda da horan ve eğlence olmaz. Kadırga Otçu’da, Siz Kaynak’ta, Hıdırnebi Dernek’te kürsü, protokol ve konser olmaz.

Bugün Karadeniz Müziği diye ortalıkta ses kirliliğinden başka şey üretmeyen gürültülere de türkü denmez. Karadeniz Türküsü hiç denemez…

Karadeniz Manşet

Hasan Köse Ağasar kültürü Birleşmiş Milletler Dünya Kültür Mirasları Kadırga Hıdırnebi Sis Dağı Otçu Dernek Kaynak
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg