TDF’den İstişâre Trajikomedisi

Trajikomedi, çünkü sonuçları hiç de gülünecek gibi değil. İstişâreye toplum olarak belki her şeyden fazla ihtiyacımız var. Tabii gerçek anlamda istişâreye...

TDF’den İstişâre Trajikomedisi
TDF’den İstişâre Trajikomedisi Yonetici
Advert

Dün (pazar) Trabzon Dernekleri Federasyonu’nun düzenlediği kahvaltılı “istişare” toplantısına gittik. Geçtiğimiz haftalarda Avrupa Yakası’ndaki Trabzon dernekleriyle düzenlenen program, bu kez de Anadolu Yakası’nda gerçekleşiyordu.

İstişâre, benim çok önem verdiğim bir kavramdır. Daha da önem verdiğim bir kavram olan sivil toplum kuruluşları ve faaliyetleriyle bir arada olunca ister istemez heyecanlanıyorum, daha önce yaşadığım hayal kırıklıklarını unutup koşa koşa gidiyorum.

İstişâre nasıl yapılır? Bir konu etrafında söyleyecek sözü olanlarla dinleme ihtiyacı duyanlar bir ortamda buluşur. Sözü olana sözünü söyleme imkanı, dinlemek isteyene de sağlıklı dinleme ortamı temin edilir. Ortamın en yetkilisi olarak mutlaka bir yönetici olur, gerektiğinde konuşanın makam ve mevkiine bakmadan müdahale eder, maksadın hasıl olması için ortamın sıhhatli ve verimli olmasını sağlar. Yine mutlaka, konuşulanlar değerlendirilmek üzere kayıtlara geçirilir. Kolaylıkla anlaşılacağı üzere katılımcı sayısı sınırlı olmak zorundadır.

Trabzon tarihi Rusların çekilmesiyle bitiyor!

Üsküdar Trabzonlular Derneği Başkanı Bahattin Karadağ ile birlikte salona girdiğimizde davetliler kahvaltısını; tarihçi Ali Karaca da Trabzon’un Rus İşgali’nden kurtuluşu ile ilgili konuşmasını yapıyordu. Tabii benzer her konuşmada olduğu gibi Trabzon’un tarihi binlerce yıl öncesinden başladı, Rusların Trabzon’dan çekilmesiyle bitti! Ben bugüne kadar Trabzon’un son 100 yıllık tarihi hakkında iki satır yazı yazan, iki kelime sarf edeni duymadım. Merak ediyorum, acaba tarih biliminde 100 yıl incelemeye ve yorum yapmaya değer bir zaman dilimi değil midir? Trabzon’un son 100 yılı nasıl geçmiştir? Belki bir gün o da kısmet olur da Trabzon’un İskitlerden bu yana ezberlediğimiz tarih bilgilerine yenilerini de eklemiş oluruz.

Duadan sonra TDF Genel Başkanı İsmail Şatıroğlu’na söz verildi. Sayın başkan, elimdeki ses kaydındaki rakama göre tam 47 dakika 50 saniye konuştu. Kuvvetle muhtemeldir ki –doğrusu pek de nazikane bir üslupla olmayan- uyarım olmasa daha da devam edecekti. Ne anlattı Sayın Başkan? TDF yönetimine geldikleri Mayıs 2018’den bugüne yaptıklarını ve bundan sonra yapmayı planladıklarını. Bilen biliyor, bilmeyen de zaten salona dolgu malzemesi olarak gelmiş insanlar. Umurlarında bile değil ne olup bittiği. Kimse kusura bakmasın.

Şimdi bakınız, bu organizasyonun adı istişare değil de bilgilendirme ya da başka bir şey olsa problem yoktu. Öyle olduğu takdirde katılımcı sayısı ne kadar fazla olursa o kadar iyiydi, bilgilendirmeyi yapan konuşmacının da bir süre sınırlaması olmayabilirdi. Fakat istişare diyorsunuz, bir tek kişi söz alıp istediği kadar konuşuyor, sonra dinleyicilerde takat kalmıyor. Sonra kimi dışarı sigara içmeye çıkıyor, kimi müsaade isteyip mekandan ayrılıyor, kimi de salonda yanındakilerle sohbet ediyor. Bu son derece normal bir durumdur ama konuşan kime derdini anlatacaktır? Nitekim dinleyicilerin dün de böyle olduğunu gördüğüm için bir süredir kafamda planladığım konuşmayı yapmadım. Kime konuşacağım, dinlemeye takat ve konsantrasyon mu kaldı salondakilerde? İstişarenin kelime anlamı danışma demektir. Bir şey danışmayacaksanız bizi neden çağırdınız?

Zor coğrafya, zor zamanlar...

Yazının bundan sonrasına dikkat kesilmenizi istirham ediyorum.

Sevgili dostlar, değerli hemşehrilerim. Zor bir coğrafyada, çok zor bir zaman diliminde yaşıyoruz. Bu topraklarda seller, çığlar, kuraklıklar, depremler, savaşlar, krizler eksik olmuyor. “Darbeler dönemi bitti, artık olmaz” diye rahat bir nefes almaya hazırlanıyorduk ki, kendimizi bir gece vakti tankların karşısında bulduk. En zengininden en fakirine, en aydınından en cahiline, en kudretlisinden en garibanına bu ülkede hiçbirimizin yarın ne olacağı belli değildir. İşte İstanbul’daki en zengin ve kudretli hemşehrilerimizin örgütü olan TİAB’ın düştüğü durum. Öyleyse birbirimizle dayanışmaya, yardımlaşmaya mecburuz. Burası doğal afetlerin, savaşların, darbelerin, ekonomik krizlerin ve bilumum belanın esamesinin okunmadığı, gelir düzeyinin bizim hayallerimizi aştığı İskandinav ülkeleri ya da Kanada falan değil ki herkes kendi başına rahat rahat yaşayıp gitsin. Kaldı ki Finlandiya’da ortalama her vatandaşın sekiz tane sivil toplum kuruluşuna üye olduğunu duymuştum.

Nasıl olacak bu dayanışma ve yardımlaşma? Aşağı yukarı her hemşehri derneğinin resmi adında bu tabirleri görürsünüz. Pekala, bu ne kadar hayata geçirilebiliyor? Kim kiminle ne kadar dayanışıyor, yardımlaşıyor? Kaç kişiye aş, iş, kariyer, tahsil vs. konularında yardımcı olunabiliyor? Senede bir gece düzenlemek, bir miktar öğrenciye burs verip Mevla kayırsın diye çayıra salmakla oluyor mu bu işler? Bu burs verilen öğrenciler, okuyup elleri ekmek tutunca ne kadar geri dönüp bakıyorlar? Derneklere bir aidiyet besliyorlar mı? Elbette kolay temin edilip verilmiyor bu burslar, tamam da “Allah rızası için bursu verdim, gerisi önemli değil” derseniz devamlılığı ve insan kaynağındaki zenginleşmeyi nasıl sağlayabilirsiniz? İyi ki başlı başına bir yazıyı hak eden TÜSED ve başkanı Yüksel Yılmaz var da bir nebze olsun ferahlıyoruz.

Bu konu ve konularda söyleyeceklerimiz bir yazının hacmini çok aşar. Evet, TDF’nin istişare toplantısı tam bir trajikomedidir, lafı inceltmeye ya da yumuşatmaya gerek yok. Sayın İsmail Şatıroğlu samimi bir insan, diğer başkanlar ve yönetimler de kötü niyetli değiller ama anlaşılan istişare kavramından haberleri bulunmuyor.

Evet, bu zor coğrafyada ve çok zor zaman diliminde ayakta kalabilmek için örgütlü bir toplum olmaya mecburuz. Onun da başlangıcı sağlıklı ve verimli istişarelerle olur. Başta Trabzon Dernekleri Federasyonu olmak üzere önde gelen sivil toplum kuruluşlarından bir an önce gerçek anlamda istişare toplantıları düzenlemeye başlamalarını bekliyoruz. Çok zaman kaybettik ama zararın neresinden dönülse kârdır.

TDF ve diğer hemşehri kuruluşlarımızla sohbetlerimiz devam edecek. Yarın ne olacağımızın belli olmadığı bir ahval ve şeraitte kimsenin incinmesini, alınmasını düşünecek halimiz yok.

Trabzon Trabzon Dernekleri Federasyonu Sivil toplum Norveç İstişâre
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg