Az Bilinen İz Bırakan Bitki Bilimciler

Toplum tarafından pek bilinmeyen botanikçiler ülkemizde bitki adına bilinen hemen hemen her bilginin mimarı konumundadırlar. Özellikle arazi çalışmasına dayalı uğraş veren botanikçiler hemen hemen yılın her mevsimi Anadolu’nun uçsuz bucaksız doğasına dağılır, vadi, yamaç, tepe demeden dolaşırlar.

Az Bilinen İz Bırakan Bitki Bilimciler
Az Bilinen İz Bırakan Bitki Bilimciler Yonetici
Advert

Toplumda medyatik olanların çok iş yaptıkları yönünde bir algı vardır. Bu algı kısmen gerçeği yansıtmakla birlikte ülkemizin her köşesinde işini; beğenilme kaygısından uzak, tutkuyla yapan ve çokça tanınmayan pek çok sayıda meslek grubu vardır.

Zaman zaman çevremde duyduğum “ülke olarak nasıl batmıyoruz anlamıyorum” serzenişine bu mesleklere atfen “görülmez kahramanlar sayesinde” diye cevap veriyorum. Bu görülmez kahramanlardan birisi de benim de içinde bulunmaktan gurur duyduğum bitki bilimciler yani botanikçilerdir. Toplum tarafından pek bilinmeyen botanikçiler ülkemizde bitki adına bilinen hemen hemen her bilginin mimarı konumundadırlar. Özellikle arazi çalışmasına dayalı uğraş veren botanikçiler hemen hemen yılın her mevsimi Anadolu’nun uçsuz bucaksız doğasına dağılır, vadi, yamaç, tepe demeden dolaşırlar. Bu işi öyle tutku ile yaparlar ki maddi birikimlerinin önemli bir kısmını bu uğurda tükettiklerinin bile farkında olmazlar. Hatta birçoğu ailesindeki hüzünlere ve mutluluklara bile şahit olamamıştır çalışma temposundan.

Anadolu’da bir botanikçinin pınarlarından su içmediği, yamaçlarına tırmanmadığı bir tepe bulamazsınız. Isız vadiler, engin otlaklar, gürbüz ormanlar, çıplak tepeler botanikçilerin çalışmalarına şahitlik eder her yıl. Arazi çalışmalarının mesaisi yoktur. Sabahın ilk ışıklarıyla araçlarının tekeri döner, yorgun adımları platoda uzayıp gider hiç durmayacak gibi.  Yorgunluklarını Toroslar’da Yörük çadırında içtiği ayran, Doğuda çoban arkadaşın verdiği bir yudum demli çay giderir. Arazi çalışmasında karşılaşan tanıdık botanikçiler birbirlerini ancak seslerinden tanır. Çünkü günler süren uzun mesailerde uzayan sakalları, kirlenmiş elbiseleri, soğuktan giydikleri başlıklar simalarını kapatmıştır tanınmalarını engelleyecek kadar. İnsanları bir çiçeğin peşinde koştuklarına inandıramazlar. Herkesin gözünde onlar altın arayıcısıdır çünkü. Sessizlerin güçsüz olduğu yanılgısı belki de ilgi görmelerinin ve tanınmalarının önündeki en büyük engeldir. Bu gerçeği 17. Yy’da yaşamış gezgin doğa bilimci Tournefort “dünyanın her yerinde sesi çok çıkanı herkes haklı kabul eder” sözü ile onaylamıştır. Bilim dünyasında bıraktıkları ve kendilerinden sonrakilere yol gösterecek derin izler onlar için kâfidir.

İşinin erbabı bir botanikçiye “dünyaya yeniden gelsen ne yapmak istersiniz?” diye sorsanız cevabı “yine aynı işi” olacaktır. Botanikçilerin hayatlarını yazdıkları makalelerden, araştırma raporlarından ve yürüttükleri derslerden ibaret zannetmeyiniz. Bunlar, hayatta yaşadıklarından ve birikimlerinden sadece süzülen küçük birer damladır. Yeterince tanınmasalar da sessiz ve sedasız artan şevkle işlerini yapmaya devam edecektir.

Bu yazım vesilesi ile ülkemizin bitkileri üzerine ömürlerini tüketerek vefat etmiş bitki bilimcilerimize rahmet, emeklilere sıhhat, aktif olarak görevlerini sürdürenlere minnet ve saygılarımı sunmak istiyorum.

Prof. Dr. Ali Kandemir Bitki bilimi Botanik Tournefort
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg