İyi mükemmelden daha iyidir

Bilime değer veren başta akademisyenler olmak üzere herkesin ideali; yaptığı işlerde, kurguladığı araştırmalarda mükemmele ulaşmaktır.

İyi mükemmelden daha iyidir
İyi mükemmelden daha iyidir Admin
Advert

Bir insanın en değerli varlığı yaşamıdır. Yaşamını ülkesi için feda ederek, yakınlarını, dost ve ahbapları ile sevdiklerini bırakarak sonsuzluğa gidenlere şehit diyoruz. Yazımın başlangıcında başta Afrin olmak üzere bugüne kadar ülkemiz adına hayatını kaybeden bütün şehitlerimizi minnetle yad eder, hayatta olan gazilerimize şükranlarımı sunarım.

Bilime değer veren başta akademisyenler olmak üzere herkesin ideali; yaptığı işlerde, kurguladığı araştırmalarda mükemmele ulaşmaktır. Mükemmele ulaşmak nihai bir hedeftir. Hedeflerin zamana, günün şartlarına ve yeni bulgulara göre sürekli değişmesi bir bakıma ona ulaşmayı nerede ise imkânsız hale getirir.  Bu imkansızlık ve ona ulaşma isteği insanoğlunu sürekli dinamik tutarak çalışmaya sevk eder.

Bir konuda geçerli ve gerçeğin ne olduğunu aramak için geliştirilen yöntemin, özellikle de Bilimsel Yöntem’in amacı en doğruyu ve ideal olanı yakalamaktır. Başka bir ifade ile bilim mükemmeli arar. Bu bakımdan bilimi özümsemiş akademisyenler yapılan her şeyin en idealini arzu eder. Bu arzu teorik olarak oldukça normal ve olması gereken bir durumdur. Fakat bilim dünyasının dışında bir de toplumsal süreçlerin işlediği, gerçek yaşamın akıp gittiği ve doğası gereği iyi işlerin de yapıldığı fakat mükemmelliğin çok ender olduğu bir dünya var.  Laboratuvarda ulaştığınız sonuçları, bilimin yöntemini kullanarak ortaya koyduğunuz idealleri toplum için nihai hedef olarak arzu etmeniz başka bir şey, toplumun her koşulda bunlara aynen uymasında ısrar etmeniz başka bir şeydir. Özellikle mühendislik ve eğitim gibi uygulamalı alanlarda toplumdan mükemmelini beklemek ve bu konuda ısrarcı olmak diğer başka iyi çalışmaların başlangıçta önünü kesmektedir.

Örneğin bir biyoloğa göre dünyada doğal yaşamın hiç zarar görmemesi için bütün alanları koruma alanı olarak ilan etmek ve hiçbir canlı yaşamına müdahale etmemek ideal ve mükemmel olanıdır. Çünkü uğraştığı ekoloji bilimi kendisine bunu söyler. Ne var ki bu durumun toplumsal yaşamda pratik bir karşılığı bulunmamaktadır. Bütün dünyayı korumak mümkün olmadığına göre belirli alanların korunmasını öncelemek ve bu konuda ısrarcı olmak hayatın pratiklerine daha uygun olacaktır.

Tarım konusunda mükemmeli arayan bir uzman; çiftçilerden üretim öncesi, üretim ve tüketim süreci ile tüketim sonrası yürüteceği bütün aktiviteleri bilimsel verilere göre organize etmesini isteyebilir. Sosyal yapı, çiftçinin öncelikleri, ruh hali, algısı, önceki deneyimleri, işi ile ilgili aldığı eğitim, kontrol edemediği diğer harici nedenler gibi yüzlerce sebepten dolayı bu mümkün olamaz.  O zaman mükemmeli bekleme yerine durumu iyileştirecek çözümler öncelikli olmalıdır.

Eğitim, teknoloji üretimi, kalkınma modelleri gibi toplumu ilgilendiren birçok olayda da sentezci yaklaşım önde olmalıdır. 

Bilimsel metodolojiyi kullanarak veri üretenlerin söylediklerinin işe yaramadığı algısını oluşturmak kesinlikle istemem. Zira hayatı anlama ve kolaylaştırma bağlamında hangi imkandan yararlanırsak yararlanalım altında bilime değer veren fedakâr insanların emekleri yatar. Onları yok saymak her alanda yozlaşmayı beraberinde getirir. Karmaşıklığa, verimsizliğe ve liyakatten uzaklaşmaya götürür.

Yazımın özü; özellikler uygulamalı alanlarda çalışan akademisyenler ve uzmanların ofisleri dışında yaşamın gerçekleri ile yüzleşmesi, ideal düşünceleri ile toplumsal fakat sanal olmayan gerçek ihtiyaçlar arasında bir sentezi yapması gerektiğini vurgulamaktır.  Bu sentezci yaklaşımın benimsenmemesi, hem toplumda bilgiye dayalı işlerin yapılmamasına ve motivasyon kaybı sebebi ile bilime olan inancın sarsılmasına, hem de akademisyenlerin toplumsal etkinliğinin azalmasına neden olmaktadır. Hal böyle olunca akademisyenlerin yerinde eleştirilmesinden daha çok yersiz eleştirilmesine kapı aralanmış olacaktır. Başka bir ifade ile toplumu ilgilendiren genel konularda mükemmelde ısrar olumsuzlukları gidermekten daha çok iyilikleri, iyi işleri yok etmektedir. Ayrıca rutin işlerin dışında özellikle duygularımızın yön verdiği davranışlara ait mükemmellik arayışı, insanın ruhunu daraltır, tek tipleştirir, hayatı sıkıcı ve monoton bir hale getirir. Sonuç olarak iyi mükemmellikten daha iyidir. 

Ali Kandemir köşe yazısı makale Bilimsel Yöntem Akademik
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg