Geçmiş Geçmiş Değildir

Toplumun veya bireyin karşı karşıya bulunduğu veya gelecekte bulunabileceği durumu size “geçmiş” söyleyebilir. Bu bakımdan gerek birey gerekse toplumların hayatında geçmiş olayların nasıl ortaya çıktığı, hangi koşullarda nelere sebep olduklarının bilinmesi gerekir.

Geçmiş Geçmiş Değildir
Geçmiş Geçmiş Değildir Admin
Advert

İnsan ve toplum, hayatın akışı içinde yaşadığı birçok olayın mahiyetine vakıf olamaz. Bunun birkaç nedeni vardır. Bunlardan en önemlisi karşılaşılan olayların etkilerinin ortaya çıkabilmesi için zamana ihtiyaç duyulmasıdır. Çünkü insan dahil diğer canlılar ve doğaya  ilişkin kalıcı değişimler zaman alan olayların sonunda ortaya çıkar. Ayrıca bir olayın içinde iken yaşadığımız atmosferin neden olduğu duygu ve algı durumundan başka bir atmosfere geçmemiz halinde yüzleştiğimiz durumun mahiyetini ancak kavrayabiliriz. Bunun için bir zamana veya dinamikleri başka olan mekan değişikliğine ihtiyaç vardır. Örneğin bulunduğunuz bir odada yavaş yavaş ortaya çıkan bir koku değişikliğini algılayamazsınız. Bunun için dışarı çıkıp yeniden geri dönmeniz veya başka birisinin ortama gelerek durumdan sizi haberdar etmesi gerekir.

Toplumun veya bireyin karşı karşıya bulunduğu veya gelecekte bulunabileceği durumu size “geçmiş” söyleyebilir.  Bu bakımdan gerek birey gerekse toplumların hayatında geçmiş olayların nasıl ortaya çıktığı, hangi koşullarda nelere sebep olduklarının bilinmesi gerekir. Çünkü bunlar geleceğe dair sağlıklı öngörüler için ilk koşuldur. Bunun yapılamaması halinde en hayati konularda bile  uzmanları tarafından toplumu ikna etmek mümkün olamaz.

Anlık olarak akan bir ırmağın veya denizin kenarına gidilerek balıkların gittikçe nasıl yok olduklarını anlayamazsınız. Ancak geçmişe ait verilerle şimdikini karşılaştırdığınızda olayın vahametini tahmin edebilirsiniz.

Eğitim sistemimizin kalitesini mahalledeki okulların sıralarına oturarak anlayamazsınız, ancak geçmişin verileri ile geçmişte aynı konumda olanların şu an geldiği seviyeyi dikkate alarak buna karar verebiliriz.

Küresel ısınmanın doğurabileceği sonuçları anı yaşayarak kestiremezsiniz. Onlarca yıla dayanan geçmişin verileri size gerçeğin ne olduğunu söyler.

Kimyasal kirliliğin ne seviyede olduğunu ve bundan sonra nasıl etkilerinin olabileceğini, onlarca yıl önce müzelerde muhafaza altına alınan bitki ve hayvan örneklerinin vücudunda bulunan kimyasallarla bugünkü durumu karşılaştırarak tahayyül edebiliriz.  

Geçmişte sınav başarısı ile derece yapmış gençlerimizin ne yapıyor olduklarını bilmeden insan kaynaklarımızı ülke ve insanlığın yararına yönlendiremeyiz.

Bir olay karşısında toplumun nasıl bir tepki verebileceğini geçmişin yaşanmış hadiselerinden ancak tahmin edebiliriz.

Dünyanın sürekli bir değişim içinde olduğunu anı yaşayarak veya dağların hareketsizliğine bakarak değil, jeolojik geçmişi inceleyerek anlayabiliriz.

Bilim ve eğitimin kıymetini, geçmişte kıymet verildiğinde neler olduğunu görerek fark edebiliriz.

Bilimin hangi toplumlarda değer bulduğunu ve hangi toplumlara yabancılaştığını bilimin geçmiş serüveninden çıkarabiliriz.

Sağlam şehirlerin planlamasını manzaranın güzelliğine göre değil, geçmiş depremlerin öğrettiklerine göre şekillendirebiliriz. 

Güçlü toplumlarda sadece güncel bilgiler üretilip kullanılmaz. Her alanda geçmişe ait verileri dikkate alırlar ve bu bilgilerden bir sonraki aşamayı planlamada yararlanırlar.

Geçmiş bir eskilik değil, bir tecrübe ve bilgi birikimidir. Geçmiş geçmişe dönmek, geçmişteki gibi yaşamak değil, geçmişin enginliğinden geleceğe bakmaktır. Geçmiş geçmiş değil, geleceğin ve güçlü olmanın ta kendisidir. Geçmişin birikimlerini dikkate almak, üretmenin ve insanlığa katkıda bulunmanın anahtarıdır. Bunu yapamayanların kaderi, birikimleri dikkate alanları taklit etmek olmuştur.  

Ali Kandemir Geçmiş geçmiş değildir
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg