Camiaya zarar verirsin...

Camiayı koruyup kollamak adına helâk olan ama yine de karakol kapılarına gitmekten kurtulamayan bir gazetecinin tuhaf hikâyesidir...

Camiaya zarar verirsin...
Camiaya zarar verirsin... Admin
Advert

Birkaç yıl önce. İstanbul’da bir toplantı. Konu Trabzonspor. İlerleyen dakikalarda camiada tanınan biri söz alıyor ve şike sürecinde eski başkan Sadri Şener’i yanlış yöntem(ler) uygulamak ve yetersiz aktivite sergilemekle suçlamak niyetiyle başladığı sözlerine “sarhoş başkanımız” diye giriş yapıyor. Salondan tepkiler yükseliyor. Oradaki gazeteci “Camiaya zarar vermemek” için bu ayıbı yazmıyor.

Biraz daha önceleri. İstanbul’da “büyük” bir Trabzon STK’sı kongre yapıyor. Kongrenin yasal açıdan yeterli şartlarda yapılıp yapılmadığı fena halde şüpheli. Herkes de durumun farkında. Kongre bittikten sonra gazeteci muhaliflere “İçeride o kadar itiraz ettiniz. Hukuki yollara başvuracak mısınız?” diye soruyor,  “Ne başvurcam yaa, ne halleri varsa görsünler” cevabını alıyor. Gazeteci de camiaya zarar vermemek için pas geçiyor.

Daha yakın bir tarih. Trabzonsporlu eski bir futbolcu bir kahvaltı organizasyonunda konuşuyor. “Biliyorsunuz” diyor, “Ben geçen seçimde bir listedeydim. Bize oy pazarlığı için birileri geldi, kabul etmedik. Ama karşı liste kabul etti ve onlar kazandı” Aynı gazeteci o kahvaltıda da hazır ve nazır, haberde bu açıklamayı yazmaya niyetleniyor. O sırada yanında olan biri şiddetle itiraz ediyor, “Camiaya zarar verirsin” diyor.

Gazeteci artık isyan ediyor. “Bu teklifi yapan camiaya zarar vermiyor. Kabul eden zarar vermiyor. Bu ve benzeri çarpıklıkları düzeltmesi gerekenler kolunu bile kıpırdatmazken zarar vermiyor. Herkese açık bir yerde söylenen sözü yazdım diye ben nasıl zarar vermiş oluyorum!” Bu isyana en ufak bir açıklama getir(e)meyen ahbabın cevabında bir harf bile değişmiyor. “Camiaya zarar verirsin

Birkaç ay sonrası… Aynı gazeteci Trabzonspor başkanıyla özel görüşüyor. Başkan uzunca süren sohbette inanılmaz açıklamalar yapıyor. Gazeteci çaktırmadan ses kaydı yapsa ve yayınlasa yer yerinden oynar! Ama yok, bizim gazeteci biraz tevekkel. O taraklarda bezi bulunmuyor. Oraya başkan ile o inanılmaz açıklamaları almak için değil, bazı fikir ve projelerini sunmak için gitmiş, başkan da onun tevekkelliğini, pardon dürüstlüğünü bildiği için rahat rahat konuşmuş. Şimdi bomba haber yapmak yakışır mı ya… Hele işin ucunda camiaya zarar vermek varsa… Fakat bu yüreği temiz gazeteci, tam da bu uyanıklığı yaptığı iddia edilen bir gazeteciyi çok yükseklerde bir yerde görüyor ve hiçbir anlam veremiyor.

Günler, aylar akıp gidiyor. Bizim gazeteci fark ediyor ki, kendisi canhıraş bir şekilde camiayı koruyup kollamaya çalışırken camiada en ufak bir düzelme olmuyor. Kendisi hakkında kimse kem söz sarf etmiyor, ama hepsi o kadar.

Nihayet gerçek anlamda gazetecilik yapmaya niyetleniyor. İstanbul’daki Ts Club işletenlerin büyük sıkıntıları olduğunu ama dile getiremediklerini onlarla meslek icabı görüştüğü için biliyor. Mücbir sebeplerden ötürü Ts Clup işletmeciliği sona ermiş olan bir tanesiyle röportaj yapıyor. Bu eski işletmeci, sosyal medyada uzun süredir yazıp çizdiklerini röportajda da dile getiriyor. Esip gürlüyor. Gazeteci röportajı yayınlıyor. Akşamına kalmadan, itham edilen taraftan biri arıyor. Telefonun ucundaki ses tanıdık; ama ahizeden buz gibi soğuk rüzgârlar esiyor.

Bunu nasıl yayınlarsındır, bizi niye aramadındır, sen işin iç yüzünü biliyor musundur... Efendime söyleyeyim, hukuki yollara başvuracağızdır…

Görüşme bittikten sonra bizim tevekkel gazeteci donup kalmıştır. Camiayı koruyup kollamak uğruna yaptığı iş gazetecilikten çıkmıştır, buna karşılık başka bir adamın söylediklerini yazdı diye mahkeme kapılarına gidecektir!

İki ay kadar sonra karakola “davet” edilir bizim gazeteci. İfadesini verir ve çıkar. Şikâyet gerekçesi, röportajı veren adamın söylediklerini yazmış olmanın da suç teşkil ettiğidir. Aradan birkaç ay geçtikten sonra da adli makamlar tevekkel gazetecinin mahkemeye çağrılmasına gerek olmadığını, yaptığında bir suç unsuru bulunmadığını söyler.

Gazetecinin başına gelenler, yukarıda verilen örneklerle sınırlı değildir. Daha çok vardır da uzatmamak adına sadece birkaçını terennüm eylemiştir. Neticede camiaya zarar vermemek adına dilsiz şeytan olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır, amma ve lakin koruyup kollamaktan helâk olduğu kurumun çalışanları tarafından haddi (!) bildirilmiştir. Bütün bu süreç boyunca camia zarar görmekten korunmuş mudur?

Kahramanımız olan tevekkel gazeteci futboldan anlamadığı için saha içine pek karışmamaktadır. Ancak saha dışında olup bitenlerden biraz çaktığı için söyleyecek iki satır kelâmı bulunmaktadır. Bekleyip görelim bakalım, belki önümüzdeki günlerde karalayacaktır birkaç satır… 

Trabzonspor Camiaya zarar verirsin Ts Club
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg