Trabzon-Rize fitnesi artık bitirilmelidir

Trabzon ve Rize, devletin çıkardığı kanunla iki farklı vilayet olmuşlardır. Futbol, ilerleyen yıllarda bu iki vilayet arasında bir fitne aracı olarak kullanılmıştır. Bugüne kadar yeterince kafa yorulmayan bu problemin üstüne gidilmeli ve artık bu rahatsızlık bertaraf edilmelidir.

Trabzon-Rize fitnesi artık bitirilmelidir
Trabzon-Rize fitnesi artık bitirilmelidir Admin
Advert

Ligin son haftasından sonra gelişmeler o kadar hızlı ve geniş çaplı oldu ki, meseleyi ne tarafından ele alacağımızı şaşırdık. Bütün yönleriyle yazmaya kalksak köşe yazısı boyutlarını aşar, ufak bir kitapçık halini alır. En iyisi özetlemeye çalışalım:

1.Son hafta maçları oynanmadan önce kaleme aldığımız son yazımızda Trabzonspor’un Bursaspor’a karşı galibiyet için bütün gayretini göstermesi gerektiğini, bunun da “komşu dayanışması” ile ilgisi olmadığını, rakip kim olursa olsun aynı şeyin geçerli olduğunu vurguladık. Futbolda dostluk, dayanışma, kardeşlik, düşmanlık gibi kavramlara yer olmaması gerektiğini, aksi takdirde işin içinden çıkılmaz hal alacağını daha önceki yazılarımızda her fırsatta anlatmaya çalıştık.

2.Trabzonspor Bursaspor karşısında başarılı olamadı, maçı kaybetti ve bunun bir sonucu olarak Rizespor küme düştü. Tabii beklendiği gibi Pandora’nın Kutusu açıldı. Rize ve Rizespor cenahından yakışıksız suçlamalar geldi, bu suçlamalara Trabzonspor tarafından da biraz daha farklı ifade ve imalarla katılanlar oldu. Fitne ateşi büyüdükçe büyüdü.

3.Ben maç bitmek üzereyken “Eğer Trabzonspor’un sahada nasıl oynaması gerektiğine karar verenler yanlış bir tercih yapmışsa, ben bu tercihin hiçbir yerinde bulunmuyorum” diye sosyal medyadan mesajlar atmıştım. Sayın Muharrem Usta sosyal medya üzerinden son yaptığı açıklamada maçtan önce durumun ciddiyetinin farkında olduklarını ve maçın önemine binaen bütün tedbirleri aldıklarını beyan etmiş ve bu tartışmayı bitirmiştir. Beyan esastır.

4.Trabzon ve Rize, bir bütünün kanunla ayrılmış iki parçasıdır. (Daha doğrusu parçalarından ikisidir. Çünkü Artvin’den Samsun’a kadar geniş bir coğrafyadan bahsediyoruz) O dönem öyle bir idari taksimat uygun görülmüş olabilir, itirazımız yok. Fakat futbol yaygınlaşmaya başladıktan sonra birileri bunu fitne aracı olarak sonuna kadar kullanmışlardır. Bazı İstanbul takımlarının Trabzon deplasmanı öncesinde özellikle Rize’de kamp kurduklarını yaşı ve hafızası müsait olanlar çok iyi bilir. Ne yazık ki mizaç itibariyle iddialı insanların yaşadığı coğrafyada fitne çıkarmak da son derece kolaydır. Bu ülkede de birbirine mizaç olarak benzeyen iki komşu vilayet herhalde başka yoktur. Bursa maçı bu fitnecilerin oyunlarının –şimdilik- son perdesidir.

5. Rize’yi ve Rizelileri kazanmak, bunun için gayret göstermek her halükârda Trabzon ve Trabzonspor’un menfaatine olacaktır. Durum bu merkezdeyken, bazı Trabzonluların her fırsatta “Rizeliler şöyle, Rizeliler böyle” diye alaycı ve aşağılayıcı tavırlar sergilemesi akıl işi değildir. Neden? Çünkü Rizeli diye aynı çuvala koyduğunuz insanlar homojen bir toplum değildir. Bu tanımın içine Trabzonspor taraftarı Rizeliler de girmektedir ve bu sataşmalardan haklı olarak son derece rahatsız olmaktadırlar. Onları incitmeye kimsenin hakkı olmadığı gibi, bir sürü lafı ettikten sonra “siz bizdensiniz yeaaa” demenin de en ufak bir faydası yoktur.

Rizeli tanımına başka kimler girmektedir? İstanbul takımı taraftarı Rizeliler, az da olsa sadece Rizespor taraftarı Rizeliler, futbolla ilgilenmeyen Rizeliler. Bir kere, bunların çocuklarının her biri gelecekte Trabzonsporlu olabilir. İddia ediyorum, İstanbul takımı tutan Rizelilerin de önemli bir bölümü bu tercihlerini gönül rahatlığıyla yapmamıştır. İstanbul’da kendi takımının maçına gittiğinde şivesiyle alay edildiğini gören, başta hamsi olmak üzere yerel-kültürel değerleriyle ilgili hakaret sloganlarını işiten ve bunların sonucunda Trabzonspor taraftarlığına rücu eden Rizeliler tanıyorum. Esasen Rizelilerin Trabzonspor varken İstanbul takımı taraftarlığını tercih ediyor olmalarının sebeplerini araştırıp o sebepleri bertaraf etme yoluna gidilmeli değil midir? “Sen beni danımaysan, ben seni heç danımayrım” mottosu sadece fıkrada güzeldir, gerçek hayatta ise ahmaklığın ve geri zekâlılığın daniskasıdır. Trabzonluların, ülkenin muhtelif bölgelerinden çıkıp gelen münferit Trabzonspor taraftarları görünce sevinç ve gururdan havalara zıpladıkları halde yanı başlarındaki hemşehrilerine “olmasanız da olur” zihniyetiyle yaklaşması akıllara ziyandır.

Hasıl-ı kelâm; vakit geçirmeden bu konuda çalışmalar başlatılmalıdır. Rize ve Rizeliler Trabzon için asla bir kalemde silip atabilecekleri kavramlar değildir. Zaten hep vurguladığımız gibi tarihi anlamda bir bütünün parçalarından ikisidirler hem de Rizeliler siyasette, akademide, ekonomide, her anlamda iddialı ve güçlü hemşehrilerimizdir. Neden bu güç Trabzonlularla birlikte değerlendirilmiyor da hep başkaları istifade ediyor?

 

Trabzon Rize Trabzonspor Rizespor Doğu Karadeniz
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg