Türk futbolu çöküşe doğru

Bülent Şirin bugün 61 Medya'daki yazısında, Türk futbolunun yuvarlandığı uçurumu yazdı.

Türk futbolu çöküşe doğru
Türk futbolu çöküşe doğru Admin
Advert

“TFF, hakemler vasıtasıyla son iki maçta Trabzonspor’u kolladı. Kendince sus payı verdi. Gelecek iki hafta da kıtır kıtır doğrayacak”

Adanaspor maçından sonra herhalde böyle düşünmeyen Trabzonsporlu kalmadı. Ben bir tane bile “Yok canım, olur mu öyle şey... O kadar da değil” diyene rastlamadım. Hâttâ bırakın Trabzonsporluları, cumartesi günü görüştüğüm bir dostum, Fenerbahçeli bir arkadaşının aynı senaryoyu kendi tarafından –son derece doğal bir süreci anlatır gibi- anlattığını söyledi.

Şu vaziyete bakar mısınız? Başı-sonu belli bir hikâye ve herkes de bunun farkında. Genelde sporun, özelde de futbolun en çekici tarafı sonucun baştan bilinmemesi, herkesin herkesi yenebilme imkân ve ihtimali değil midir? Birileri saha dışından sonucu belirliyorsa, öyle değilse bile herkes öyle olduğuna inanıyorsa ne cazibesi kaldı bu işin? Niye takip etsinler ki? İnsan çok beğendiği bir filmi bile bir kez daha seyretmek istemiyor, çok istisnai eserler dışında.

Bu ülkede futbola yön verenler ya bu basit ama korkunç gerçeğin farkında değiller ya da farkındalar ama bir çıkar yol bulamıyorlar. Nasıl olacak, ne yapılacak da sarsılmış güven bir daha inşa edilecek? TFF 1. Lig maçları haftalarca hiçbir kanaldan yayınlanmadı. Sonunda uzunca bir süre direnen TRT’ye –muhtemelen zorla- yayınlatmaya başladılar. O süreçte TRT’den gelen bir açıklama, maliyetin artık karşılanamaz boyutlara ulaştığı, reklam gelirinin ise komik boyutlarda kaldığı yönündeydi. Bilindiği gibi Süper Lig’in de yayın hakları yine halen yayınlamakta olduğu gruba verildi. Geçmiş dönemlere göre çok daha düşük bir bedel karşılığında ama nedense kamuoyunda pek yankı bulmadı bu durum.

Türkiye’de devlet futbolu uzun süredir sübvanse ediyor. Sübvansiyon ya daha büyük bir zararı bertaraf etmek için yapılır ya da ilerleyen dönemlerde ortaya çıkacak bir fayda umulduğu için. Futbol desteklenmediği takdirde yaşanacak zarar bertaraf edilebiliyor mu bilmiyoruz ama gelecekte bir fayda ortaya çıkacak gibi görünmüyor. Hele kamuoyu geneli bunun başı sonu belli bir tiyatro olduğu kanaatine vardığı ve artık ilgi göstermediği gerçeği gün gibi ortadayken.

Öyle ya, futbolsever ilgilenecek, harcama yapacak ki işin maddi kısmı problem olmaktan çıksın. Oysa görüyoruz ki, herkes bu “sübvansiyon”dan kendilerine düşecek (!) payın peşinde. Türk futbolunu başta futbolcu üretme fonksiyonu olmak üzere daha iyi yerlere taşımak gibi bir derdi yok kimsenin. Milli Takım hemen her zaman olduğu gibi gurbetçi futbolculardan medet umuyor.

Bu kördüğüm çözülmezse Türk futbolunu çok kötü günler bekliyor. Belki de bir çöküş, şimdiden net olarak görmemiz zor. Fakat durumun parlak olmadığı aşikârdır.

Kulüp üyeliği

Geçen hafta bu köşede kaleme aldığımız yazıda Trabzonspor taraftarını kulübe üye olması yönünde teşvik etmeye çalışmış, aksi takdirde harcanan zaman ve enerjinin boşa gideceğini vurgulamak istemiştik. Gelen tepki ve yorumlardan anlaşılıyor ki an itibariyle kulübe üye olmak pek de kolay bir iş değil. Başvurduğu halde bir yıldır beklediklerini söyleyenler bile var. Eğer bu şikâyetler doğruysa, mevcut yönetimin “bindirilmiş kıtalar”a karşı bir tedbir aldığı anlaşılıyor. Bizim toplumun kendine özgü şartlarını göz önüne aldığımızda yönetimin bu tasarrufunu anlaşılır bulabiliriz. Bu ahval ve şeraitte taraftara düşen, medeni çerçeveler dâhilinde kulüp üyeliğini zorlamaktır. Önünde yasal engel bulunmayan ve bütün şartları yerine getirmiş birinin üyeliğini engellemek ya da geciktirmek sağlıklı bir tavır değildir.

61 Medya

Trabzonspor TFF Hakemler Türk Futbolu
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg