Önce bu muhteşem güzelliğin yaşanmasına vesile olan herkese ayrı ayrı teşekkürü borç biliriz. Müstakil bir yazıda ayrıca ve etraflı bir şekilde değinmeyi düşündüğümüz “ibra meselesi” dışında son derece renkli, hareketli, medeni ve demokratik olgunluk çerçevesinde geçen bir organizasyonu geride bıraktık. Bu kongre sürecinin bize anlattıklarından kitap yazılsa yeridir. Biz şimdilik köşe yazısı formunda gidelim.
Bir kere, geçmişte uzun yıllar boş salonlarda yapılan umutsuz ve heyecansız kongrelere şahit olmuş biri olarak bu dinamizmden anlamalıyız ki, Trabzonspor ateşi asla sönmeyecektir, bu büyük değer asla sahipsiz kalmayacaktır. Kulübün içinde bulunduğu durumun vahametine rağmen İstanbul’daki Trabzon ile Trabzon’daki Trabzon elini taşın altına koydu ve “biz bu yükün altından kalkarız” dedi. Bu çok önemli bir göstergedir, ilerleyen zamanda anlam ve önemi daha iyi anlaşılacaktır.
Kongrenin ihtişamı herkesi hayran bırakmış, gözleri kamaştırmış ve bize göre –yine önemi ileride daha iyi anlaşılacak olan- bir dönüm noktası olmuştur. Kongre sıcaklığı devam ederken sosyal medyada yazan çizen arkadaşlar “ben de üye olacağım” demeye başlamışlardır.
Kongre sürecinin bize göre çok önemli bir yanı daha vardır. Bilindiği üzere Türkiye siyasi alanda uzun, sarsıntılı ve sancılı bir dönemden geçmiş, bu süreçte farklı siyasi istikametlere meyleden Trabzonsporlular birbirlerini birazcık hırpalamışlardır, ancak kongre sürecinde memnuniyetle görülmüştür ki bu farklı siyasi eğilimlere mensup Trabzonsporlu arkadaşlar gerek kerhen gerekse can-ı gönülden aynı adaylar için açık destek vermişler, Trabzonspor’u öncelik klasmanında ilk sıraya koymuşlardır.
Kongrenin İbrahim Hacıosmanoğlu dışında kaybedeni yoktur. Fakat o da kapanıştaki güzel manzarada yerini almıştır. Muharrem Usta kazanmıştır, Celil Hekimoğlu kaybetmemiştir.
Delege iradesi Hekimoğlu’na “Başkanlık ananın ak sütü gibi sana helal. Fakat bu sefer bekle” demiştir. Bize göre Celil beye düşen, önümüzdeki dönemi iyi değerlendirmesi ve sabırla beklemesidir. “Bitti, tükendi, artık kulübü taşıyamıyor” denen bir şehri temsilen ortaya çıkmış ve “biz buradayız” demiştir.
Muharrem bey ise öncelikle verilen oyların önemli bir kısmının emaneten verildiğinin idrakinde olmalıdır. "50. Yılda Şampiyonluk" gibi bir iddia ortaya atarak zaten ağır olan yükünü daha da ağırlaştırmıştır, başarıya mecbur ve mahkûmdur. Gerek vitrinde gerekse arka planda olan ekibini iyi değerlendirmeli; kulübün, camianın bütün dinamiklerini pozitif anlamda harekete geçirmenin yollarını bulmalıdır. Geçmiş dönemlerde kendisiyle bir görüşmemizde üzerine basa basa “kurumsallaşma ve kulüp kültürü inşa etme” konularına vurgu yapmıştık. Her şey bir yana, bu konuların üzerine eğilse de ortaya görünür bir eser çıkarsa bize göre başarılı olmuş, hatta daha ötesini gerçekleştirmiş olur.
Yeni dönem bütün camia için hayırlı ve uğurlu olsun. Biz de hem gazeteci hem de dehrin hem sefasını sürmüş hem de cefasını çekmiş bir taraftar olarak elimizden gelen katkıyı yapmaya çalışacağız.
