Yard. Doç. Dr. Emir Ruşen solaklığı anlattı

İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Yrd. Doç. Dr. Emir Ruşen, insanın büyümesi sırasında fark ettiği özelliklerden biri olan “solaklık ve sağlaklık” konusunu ele aldı.

Yard. Doç. Dr.  Emir Ruşen solaklığı anlattı
Yard. Doç. Dr.  Emir Ruşen solaklığı anlattı Admin
Advert

İnsanın büyümesi sırasında fark ettiği ilk özelliklerinden biri, el  kullanım tercihidir. Ellilik ya da el tercihi olarak bilinen ve halk arasında genelde “sağlaklık ve solaklık“ olarak kullanılan bu kavramın, insanın günlük yaşantısı içerisinde öncelikli olarak tercih ettiği el kullanımıdır. Yazı yazarken, yemek yerken ya da bir şeye uzanırken, sağ elinizi kullanıyorsanız sağlak, sol elinizi kullanıyorsanız solak olarak tanımlarsanız. 

Solak, verilen bir işi yerine getirme sırasında sol elini sağ elinden fark edilir düzeyde başarılı kullanabilen insanlara denir. Araştırmalara göre insanların sadece %10 civarında solak olduğu ve %70-90 arasında sağlak olduğu bilinmektedir. Ayrıca karışık ellilik ve çift ellilik gibi kategorilerde mevcut olup kişi her iki elini rahatlıkla kullanabilmektedir. Karışık ellilik popülasyonda solaklıktan daha yaygın olup %30 oranında görülmektedir.

Birçok insan yazı yazdığı eli olması dolayısıyla hangi elli olduğunu bilir. Ancak bazıları, bunun sonradan aile baskısıyla ve zorla değiştirildiğini iddia eder.  İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Tıp Fakültesi  Nöroloji Yrd. Doç. Dr. Emir Ruşen, ellilik konusunda şunları söylemektedir “bazı aileler çocuklarının solak olmasından rahatsızlık duyarlar ve bebeklikten itibaren, özellikle de yazı yazmayı öğrendiğimiz 6-9 yaş arasında çocuklarını zorlayarak sağ ellerini kullanmaya alıştırırlar. Ne var ki genetik olarak ve doğuştan itibaren beynimiz belli bir eli kullanacak şekilde özelleştiği için bu yapay değişim çocukta fiziksel ve psikolojik rahatsızlıklar doğurabilecektir.  Eğer yazdığınız elinizi kullanırken rahatsızlık hissediyorsanız ve garip bir şekilde diğer elinize geçme ihtiyacı duyuyorsanız, bunun sebebi kullanmadığınız elinizle yazmaya alıştırılmış olmanızdan kaynaklanabilir.”

Neden El Tercihi Oluşmaktadır

İnsanda bilişsel fonksiyonların özelleşmesi sonucu dil ve ellilik konusu doğmaktadır. Dolayısıyla, ellilik olgusunun varlığı dil evrimi ile bağlantılıdır.

Beynimiz bilindiği gibi iki yarımküreden oluşmaktadır; evrimsel süreçte beyinde her iki yarımküresinde birbirinden farklı fonksiyonlar özelleşmiştir. Örneğin, dilin oluşumu ile ilgili beynimizin genelde sol yarımküresinde, yön ve uzaysal oryantasyon veya duyguların analizi ile ilgili olan beyin yarımküresi her zaman sağ beynimizdir. Dolaysıyla beyin, evrimsel süreçte asimetri olarak özelleşmiştir.

Beyindeki bu asimetri ve yanallaşmanın sebebi, enerji sarfiyatını minimum düzeye indirme eğilimidir. Bu sarfiyatı en az düzeye indirebilen bireyler avantajlı olacak ve bu da nesiller içerisinde bu tür bir düşük sarfiyat durumunu destekleyecektir. En çok enerji sarf eden iki bilişsel aktivitenin dil ve motor faaliyetler olduğu bilinmektedir. Ayrıca dilin temel bölgesi olan brocca bölgesinin neredeyse her zaman sol yarımkürede oluştuğu bilinmektedir. Yani dilimizi sol beynimiz kontrol eder. İşte savunulan teoriye göre en düşük enerji sarfiyatına ulaşmanın yolu, en yüksek enerji sarfiyatına sebep olan işlevlerin tek bir beyin bölgesinde yanı ortak olarak yürütülmesinden yanadır. Dolaysıyla dilin genellikle sol beyin yarıküresinde odaklanmış olması, el kullanımının da sol beyin tarafından kontrol edilmesine neden olmaktadır. Yani insan türü, sağlaklığın doğrudan bir avantaj olmasından dolayı değil, sağlak olmanın beyin enerji sarfiyatı açısından avantaj sağlıyor olmasından ötürü genelde sağlak olacak şekilde evrimleşmiş olabilir.

Yapılan bir araştırma sonucunda günümüzden 100.000 ile 200.000 yıl kadar önce insan popülasyonunda yaygın hale gelen ikinci bir mutasyonun varlığı tespit edilmiştir. Bu mutasyona sahip bireylerin beyinlerinin yapısı, sahip olmayanlara göre daha asimetrik olacak şekilde gelişmektedir. Bu da bir veya birkaç mutasyonun bir araya gelerek beynin yanallaşmasının evrimine olanak kıldığını göstermektedir.

Elliliğin ayrıca genetiksel olduğunu gösteren çalışmalar vardır. Ancak genetik şablon karmaşık ve zordur. Yapılan araştırmalar, eğer iki ebeveyn de solaksa, çocuğun solak olma ihtimali %26 dolayında olduğu gözlenmiştir.

Ellilik Durumu ile Zeka Arasında Bir İlişki Var mı?   

Tarihsel olarak solakların genellikle ortalamanın üzerinde zekaya sahip olan bireyler olduğu gözlenmiş olsa bile, bilimsel araştırmaların ortaya koyduğu sonuçların, tarihsel tespiti tam olarak doğrulamadığını belirtmektedir. Yapılan çalışmalarda solakların IQ açısından sağlaklardan sadece 1 puan önde olduğu görülmektedir. Solakların beyinlerinin yapısı, sağlakların beyinlerinin yapısından dili işleme, yönsel ilişkileri kurma ve duyguları işleme açılarından farklıdır. Solaklar bu açılardan daha çeşitli ve potansiyel olarak yaratıcıdırlar. Ayrıca müzik ve matematik konusunda, solak popülasyonun sağlaklara göre ufak bir miktar daha becerikli olduğu görülmektedir. 

Solak veya sağlak olmanın bireysel olarak çok ciddi bir anlamı bulunmamaktadır. Sonuçta sadece bireylerin genleri değil, çevre yani sonradan öğrendiklerimiz ve deneyimlerimiz belirleyecektir. 

Erkeklerdeki solaklık oranı kızlara göre daha fazla olduğundan, testosteron yani bir erkek hormonunun beyin gelişimini ve el kullanımını etkilediği düşünülmektedir. Bir insanı solak veya sağlak bir kişi yapanın ne olduğunu tam olarak söyleyebilmemiz için daha çok sayıda araştırma yapmak gereklidir ve el kullanımının insanın hayatını nasıl etkilediği de araştırılmalıdır.

Solakların yetenek ve zihinsel anlamda üstün meziyetlere sahip olduğu bilinmekte ve kabul edilmektedir. Çünkü sağ eli kullanan insanlar, sadece beynin sağ tarafını kontrol edebilmekte, solaklar ise beynin her iki kısmında da hakimiyet kurabilmektedir. Solaklar ellerini daha işlevli kullanabilmeleri adına yeteneklerini geliştirir ve bu sayede sanatsal ve spor aktivitelerinde daha başarılı olurlar. Çoğu ebeveyn, çocuklarının sağ elini kullanmaları için çaba göstermektedirler. Çünkü toplumda sağ elin kullanabileceği ürünlerin çoğunlukla olması, solakları zorda bırakmaktadır. Solakların yaralanma ve kaza geçirme riskleri daha fazladır. 

Çoğu bebek ilk önce her iki elini de eşit olarak kullanır. Birkaç ay içinde bazıları bir elini diğerinden daha sık kullanmaya başlar. Bazıları ise bunun için ilk doğum günlerinin gelmesine kadar beklerler. Bazıları önce bir elini kullanmaya başlarken daha sonra bunu değiştirirler. Önemli olan ebeveynlerin kullanmasını istediği değil, bebeğin en rahat olduğu elini kullanmasını sağlamaktır. Bebek eğer uzatılan şeyi sol elini uzatıp tutuyorsa veya sağ eliyle alıp sol eline geçiriyorsa ünlü bir ressam, ünlü bir müzisyen veya dünyanın en yüksek binasını dizayn etme yolunda olabilir.

 

Yard. Doç Emir Ruşen Kemerburgaz Üniversitesi Solaklık
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg