Her şey sahaya giren birine bağlıysa...

Biri sahaya atlayıp hakeme iki tokat (!) aşketti, bütün gündemi bir noktaya kilitledi. Esas meseleyi, büyük resmi yine kaçırdık. Nedir bu büyük resim? Bakalım.

Her şey sahaya giren birine bağlıysa...
Her şey sahaya giren birine bağlıysa... Admin
Advert

En son kaleme aldığımız “50. Yılı Bize Yedirirler mi?” başlıklı yazımızı, konuya devam edeceğimizi belirterek bitirmiştik. Araya Fenerbahçe maçı ve etkileri girdi ama olsun, -ne yazık ki- devam edeceğimiz konulara engel olmadı, bilakis yazımızı destekleyici mahiyette seyretti her şey.

Yazımızın son bölümlerinde şöyle dedik:

“Sezonun bir yerlerinde gizli ya da açık, bir sürü Ali Cengiz oyunu çevirecekler ve o sevinci bize yar etmeyecekler. Verilen-verilmeyen penaltılar, goller, ofsaytlar; çıkan-çıkmayan kırmızı kartlar, olmadı play off… Satılmışın biri sahaya kusmuştu, belki bu sefer başka bir şey yapacak… Öyle olacak, böyle olacak, bu ahval ve şeraitte şampiyonluk Trabzonspor’a yedirilmeyecek.”

İşte bu maçta da gördük: Biri sahaya atlayıp hakeme iki tokat (!) aşketti, bütün gündemi bir noktaya kilitledi. Esas meseleyi, büyük resmi yine kaçırdık.

Nedir bu büyük resim? Bakalım.

-Bu statta korner kazandıklarında gol atmış gibi sevindikleri zamanlardan, yürüye yürüye bize dört gol attıkları zamanlara gelmiş bulunuyoruz. Hayırlı uğurlu olsun.

-Birlikte çok kötü hatıralarımız olan bir hakemi, en ufak bir endişe duymadan, vereceğimiz tepkileri akıllarına bile getirmeden büyük bir rahatlıkla bizim maçımıza tayin edebiliyorlar. “Bir operasyon yapacaksak başka bir hakemle yapalım. Şüphelenmesin hamsi kafalılar” diye düşünmeye bile gerek görmüyorlar. Onların dünyasında yerimiz ve değerimiz bu kadar.

Esas bu konular üzerinde kafa yormamız gerekirken, kaç gündür sahaya atlayan çocuğun haklılığını haksızlığını, Onur’un maç sonu sergilediği davranışın doğruluğunu yanlışlığını tartışıyoruz. Haa, bir de sosyal medyada bol bol rakiplerin bizden çok daha büyük taşkınlıklar yaptığı gecelerin fotoğraflarını paylaşıyoruz. Hiç faydası yok dostlar, hiç…

Köşkün sahibinin şımarık çocuğu bütün evi barkı kırıp dökse hoşgörülür. Ama hizmetçinin çocuğu ufak bir şey çizse kıyamet kopartılır. Aşağılanır, hakaretler edilir, kulağı çekilir, belki de tokatlanır. Bizi dünyalarında konumlandırdıkları yer tam da bu. Kimse itiraz etmesin, rahatsız olmasın söylediklerimden. Biz istediğimiz kadar “tamam bardağı kırdık ama senin oğlun da geçenlerde evin altını üstüne getirdi. Ona niye bir şey demiyorsun?” diye itiraz edelim. Hiçbir kıymet-i harbiyyesi yok. Biz kendi kendimizi “Türkiye’nin T’siyiz, çimentosuyuz” diye şişirip durduğumuz için ne yazık ki bu durumu fark etmiyoruz. Doğru çözümler için doğru ve sağlıklı tespitler lazımdır. Tespitler hoşumuza gitse de gitmese de.

Velev ki bütün engelleri aştık, bütün zorluklara göğüs gerdik ve sezon sonunda şampiyon olduk. Bir sonraki sezon burnumuzdan fitil fitil getirileceğinden en ufak bir kuşkunuz olmasın. O zaman ne olacak? Ben söyleyeyim: Hani deniyor ya “bir şampiyon olsak camianın psikolojisi düzelecek, taraftar coşacak, tribünleri doldurup taşıracak” diye.

Hayır! Külliyen yanlış. Başarı sonucu Mehter Marşı’yla tribüne gelen seyirci, ilk başarısızlıkta İzmir Marşı’yla geri gidecek. Ondan sonra başlayacağız yine birbirimizi suçlamaya. Yok birlik olamıyoruz, yok doğru teknik adamı bulamıyoruz, yok içimizdeki İrlandalılar, yok dışımızdaki Danimarkalılar… Hızır idi Yunus idi, Hızır idi Yunus idi, Hızır idi Yunus idi..

O zaman nasıl geleceğiz bunca sıkıntının üstesinden? Mümkün olan en kısa sürede sağlıklı ve güçlü bir Trabzonspor kimliği inşa edilmeli, kulüp yine tez zamanda kurumsal yapıya kavuşturulmalıdır. Akıllı, bilinçli ve sistematik bir çalışmayla bu pekâlâ mümkündür, kimse de engel olamaz.

Bu başarıldığı takdirde yukarıda bir kısmını dile getirdiğimiz problemler çözülür, karşımıza çıkan yeni problemleri çözmemiz de çocuk oyuncağı haline gelir. Öteki türlü her geçen gün santim santim tükeniriz de farkına bile varmayız.

Trabzonspor Muharrem Usta 50. Yıl Şampiyonluk Bülent Yıldırım Onur Recep Kıvrak
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Balıkesir'de büyük Çepni buluşması
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg
Sebahattin Arslantürk: Hedef dekar başına 500 kg